Çine’nin nüfusu 52 bin 167’den 51 bin 393’e gerilemiş.
1 yılda olmuş bu...

Sorumlusu başı bir yerde kolları her yerde olan anlayıştır.
Biz ona "ahtapot demokrasisi" diyoruz.

Her yeri, kendi adamlarına tutturuyorlar.
Partiler tabelalardan ibaret.

Muhtarlıklar ve en küçük derneklere bile el atıyorlar.
"Biz yönlendirelim, aman başımıza iş çıkarmasın" düşüncesiyle...

Atananlarla daha ilçeye gelmeden kuruyorlar bağlantıyı.
Hele bir de zaafını yakaladılar mı, ortalık yandı...

Bir yerleri tutturduğu adamlar önce kendi çıkarlarına bakıyor.
Sonra da, kim koyduysa onun çıkarlarını...

Hal böyle olunca da Çine halkının ortak çıkarları pek ortaya çıkmıyor.
Birileri zengin olup göbeğini şişirirken, karıları sağda solda hangi ülkelerde neler yaptıklarının havasını atarken, birileri de karnını doyurabileceği yere gitmek üzere topraklarını terk ediyor.

Müstehaktır. (Müstehak: Hak edilen)
Çünkü halk seçiyor.

"Yönetici kaymaksa, halk süttür. Süt bozuksa, kaymak da bozuk olur" dedi, Mehmet Yavuz bir aralar.
Çok kızanlar oldu...

Sorun bence de halkımızdan kaynaklanıyor.
Körü körüne bağlanılıyor bazılarına...

Oğluna iş, kızına zengin koca buldular diye köşe başlarında davul çalanların gazına geliyorlar.
Neymiş efendim, "Onlar zengin, onlar güçlü, onlar kazanır vs."

Kimse halktan daha güçlü olamaz, ama halkın kendine güvenmesi lazım.
Gaza gelmemesi, boş vaatlere kanmaması gerekir.

Hele hele ucuz hesaplar yaparak, minnet etmeleri de en tehlikelisi.
Belki günü kurtarıyor gibi görünüyorlar ya da kurtaracaklarını düşünüyorlar, ama geleceklerini çalıyorlar.

Sadece kendilerinin değil; çocuklarının ve torunlarının da geleceklerini...
Sonra hela kağıdı gibi kirletilip atılıyorlar.

Ondan sonra seslerini yükseltseler de nafile.
Boklu kağıda kimse dönüp bakmıyor...

Ey Çine halkı; akıllı olalım.
Geleceğimizi daha fazla çalmayalım, çaldırmayalım.

Bizim köyden ünsüz bir düşünürün özdeyişi ile;
"Çalmayalım isteyelim, istemeyelim işleyelim"

Tembelliğimize çare bulursak, çakala çukala yem olmayız.
İstatistikler de nüfusumuzun arttığını gösterir.

Ama önce bizim kendimizi göstermemiz gerekir.