• 19 Mart 2011, Cumartesi

Birikmiş yorumlar

Haberlere yaklaşımımızın, “Yazılmaz, yaşanır. Yaşanılanlar yazılırsa, yazılar anlam kazanır” felsefesi olduğunu buradan bütün okurlarımızla paylaşmak istiyorum. Dolayısıyla yaşamadığımızı yazmamaya özen gösterdiğimizden veya yazdıklarımızı mümkün mertebe yaşamaya çalıştığımızdan emin olabilirsiniz. İlçemizin gündemini çok yoğun bir şekilde meşgul eden ve benim de yoğun bir şekilde yaşamak zorunda olduğum birkaç konu hakkındaki yorumlarımı aktarma gereği duyuyorum.

RES İÇİN ADİL BİR HESAPLAMA YAPILMALI

Uzun zamandan bu yana İbrahimkavağı Köyü halkının karşı çıktığı Rüzgâr Enerjisi Santrali konusu var. Konuyu anlatmaya, hatırlatmaya gerek yok. Bana göre devletimizin, öyle ya da böyle izin verildiğinin arkasına sığınarak güvenlik birimlerinin zoruyla bu projenin hayata geçmesini sağlamadan önce vicdanları rahatlatıcı bir çalışma yapması gerekiyor. Diğer enerji üretim yöntemlerine göre daha temiz olan rüzgâr enerjisinin Madran Dağı’nın zirvesinde kurulacak olmasının yararı ve zararı adil bir şekilde hesaplanıp şeffaf bir yöntemle açıklanmalı. Eğer bu hesaplamada RES’in kurulmasının yararı zararından (orada yaşayan insanların huzurunu kaçırmaya değecek kadar) fazla çıkıyorsa, yapılmasına eminim ki oradaki halk da karşı çıkmayacaktır. Şayet oluşturacağı muhtemel zarar, yararından fazlaysa devlet, büyük bir erdem göstererek verdiği izinleri (sorumlularından hesap sorulması kaydıyla) iptal edebilir, etmelidir.

ADAYLARIN KABINA BAKMAYIN

Gündemin en önemli ve en yoğun konusu ise 12 Haziran’da yapılacak olan 24. Dönem Milletvekili Seçimleri. Bu seçimlerde kimleri seçeceğimiz henüz kesinleşmedi. CHP’nin adayları 2 ve 4’üncü sıralar hariç ön seçimle belirlenecek. AK Parti, MHP ve diğer partilerde genel merkez çeşitli yöntemlerle adaylarını belirleyerek önümüze sunacak. Adaylarını ön seçimle belirleyecek olan CHP üyelerine ve adaylar belirlendikten sonra vekilini seçecek olan halkımıza İngilizlerin kitap okumakla ilgili şu deyiminden ders çıkartmalarını tavsiye ediyorum; “Don’t just glance at the cover, read the content!” Türkçesi; “Kabına bakma, içeriğini oku.” O yüzden adayların kabına bakmayın. Süslü sözlerine de kanmayın ve onları okumaya, samimiyet testinden geçirmeye çalışın. Bir firmanın yada bir zümrenin (lobi) mi yoksa halkın adayı mı, iyice kanaat getirin.

HASAN ÜSTÜN’ÜN İNTİHARI

Birde Kuyumcu/Optikçi Hasan Üstün’ün intiharı olayı var. Bu konuyla ilgili, www.cinemadran.com ’daki haberin altına Mehmet Dündar isimli bir okurumuzun yazdığı yorumu aynen sizlerle paylaşıyorum:

Bu intihar resmen, 'Geliyorum' dedi. Hasan Üstün, intihar edeceğini bütün topluma adeta haykırdı. Sorunu her ne olursa olsun, toplumda hakkında oluşan intiba da ne olursa olsun bu adama psikolojik destek verilmesi şarttı. "Eşek yükünü devirdikten sonra yol gösteren çok olur" atasözü gereği bu yorumu yazmıyorum. Bundan ders çıkarıp başka benzer vakaları önlememiz gerekiyor. İnsanlara sesleniyorum çevrenizde bu durumda insanlar varsa bu ruh halinden kurtulması için destek almasını sağlayın. Yetkililere sesleniyorum, bu ruh halinde olduğunu belli eden vatandaşımız varsa devletin şefkatli elini uzatarak bu ruh halinden kurtulmasın sağlayıcı girişimlerde bulunun. Devletin işi sadece vergi toplamak, trafik cezası yazmak, ayni ve nakdi yardım dağıtmak değildir. Bu tür olaylarda da devletimize büyük görevler düşüyor.

Esen kalın.


 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.