Yıl 2005 ya da 2006.
Çine’de trafik lambaları çalışmıyor.
Araştırdım sorumlusu/sorumsuzu belediye…
Birkaç haberden sonra çıktım başkana.
“Millet yeşil dalgaya geçiyor, biz iki üç lambanın bakımını bile yapamıyoruz” dedim.
Tehlikeyi arz ettim.
“Çağırın Mevlüt’ü bana!” dedi başkan.
Mevlüt; belediyenin elektrikçisi.
Hemen geldi, ışık hızıyla…
“Lambalar çalışmıyormuş”
Mevlüt; “Evet başkanım, bazı sorunlu olanlar var”
Hemen tamir edilmesini istedi.
Mevlüt, tam odadan çıkıyordu.
“Hepsini yeşil dalga yap!”
Talimatını da ekledi.
Yeşil dalga dev bir sistem.
Maliyeti de oldukça yüksek.
Kavşaklar arası mesafenin de eşit olması gerek.
Yani Mevlüt’ün iki dakikada yapacağı bir şey değil.
Belediyeden ayrılması, firma açması lazım.
Sonra da ihaleyi alıp yeşil dalgayı kurması.
Sizin anlayacağınız, başkan benimle yeşil dalga geçti.
Aslında benimle değil, memleketin sorunu ile.
Bugün yolla ilgili sıkıntılar var ve bu konudaki tartışmalar.
A Parti ya da B Parti fark etmiyor.
Çine’de siyaset “Yeşil (dolar)” eksenli çalışıyor.
Güya başarı (kişisel) yakalandı.
İddia ediyorum.
Yeşil renkli yaklaşımlarla bu iş çözülmüyor.
Çözülmeyecek…
Biliyorum ağaçlandırma için söylendi.
“Çine içinde bir yeşil değil, yeşiller içinde bir Çine”
Arkadaş ben bu sloganı yanlış anlıyorum.
Başka renkler bulalım.
Olmadı gökkuşağını kopyalayalım.
Belki meselelerimize çözüm olur.
Hiç değilse şehrimiz rengârenk olur.
Hem gönlümüz hem de gözümüz boyanır.
Fena mı, boyacı da kazanır…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.