• 1 Ekim 2012, Pazartesi

Kadınlara bakmak…

Ben artık daha dikkatli bakıyorum. Sadece kadınlara değil, kadınlara bakanlara da çok dikkat ediyorum. Üç günde ilginç tespitlere ve saptamalara tanık oldum. Çine İlçe Emniyet Müdürlüğünün, ‘kadınlara bakıyorlar ya da laf atıyorlar’ diye erkeklerin kahvehanelerin önüne oturmasını yasaklamasından sonra, pür dikkat gözlemliyorum.

Şunu fark ettim; insanlar çevrelerinde hareket eden her şeye bakıyorlar. Bu güzel bir arabaysa, kaybolana kadar süzüyorlar. Allah’tan Çine’den tren geçmiyor, o zaman üzerimize yapıştırılacak yaftayı (hadi boğa burcu olduğum için ben kaldırabilirim, ama herkes aynı şeyi düşünmez) kaldıramayız.

“Bazı güzeller var, kadın olduğumuz halde biz bile gözümüzü alamıyoruz” diyen kadınlar da var. “Güzele bakmak sevaptır” diyen erkekler de. “Kötü gözle bakıyorsam iki gözüm önüme aksın” diyeni de rastlıyoruz. “Yiyecek gibi bakmasalar olmaz mı” diye söyleneni de. “Bakacaksam içeriden de bakarım, hem kahvehane önüne oturmam, sokak ortasına dikilir yine bakarım. Tavuğa duşak, göze yasak vurulmaz” savunması da çok yaygın.

Bu konuyla ilgili görüşler uzar gider. Cumartesi günü yaşadığımı anlatacağım; bir ahbabı işyerinde ziyaret ettim. Tam karşıda bulunan bankada orta yaşlı bir abla, içeriden camları temizliyor. Önünden de bir kadın ve mavi elbiseli güzel bir kız geçiyor. Ablam camın arkasında birden hareketsizleşti ve kıza bakıyor. Kız ATM’ye girdi, hala bakıyor. Dip tepe süzdü kızı. Sonra kendine geldi ve işine devam etti. O kıza baktı, ben ona… Yani sizin anlayacağınız, kadınlar da kadınlara bakıyor.

Bilinçaltını görme, niyet okuma bana göre insanüstü bir özellik. Bu özelliklere sahip olmak büyük bir kazanımdır. Uzun yıllar eğitimini alan psikologlar bile, defalarca tekrarlanan terapiler sonrası insanların bilinçaltlarını ve niyetlerini görürken, siz direkt olarak yapabilme özelliğine sahipseniz, memleket için de büyük bir kazanımsınız. Bu yapıya sahip insanların bulunduğu yerde yaşamak, bizim için büyük bir onurdur, şereftir. Yani bizim için şeref, sizsiniz.

Yukarıda sıraladığım özelliklere sahip olan herkes iltifatları üzerine alabilir.

Neyse ben asıl konuya döneceğim. Çine’de birçok yanlışlık var. Bunlardan biri de kahvehanelerin sokağın ortasına çok çıkmasıdır. Bunu kahvehanede oturan erkekler kadınlara baktığı için değil de, yayalara yürüyüş alanı kalmadığı için değerlendirmek gerekir. Bunu yapacak olan kurum da Çine Belediyesidir.

Bu durumun, “erkekler kadınlara bakıyor” diye gündeme gelmesi, beraberinde çözüm değil çözümsüzlük getirir. Belediye yayaları rahatlatmak için kahvehanelere, diğer esnaflara yola taşmama konusunda uyarsa; halkta ilk oluşacak algı, “Yine kime baktık” olacaktır.

Böyle hassas konularda çok dikkatli davranmak gerekir. Dikkatli yazmak gerektiği için de tutuyorum kendimi. Yoksa dağarcığımda düğümlenmiş çok sözcük var. Keşke bunu demeseydim. Şimdi de bana düşünme ve düşündüğümü yazma yasağı getirirler….

Diyorum ki; Çine’mizin erkeklerinin tamamına, “kahvehane önüne oturup kadına, kıza bakıyorlar, laf atıyorlar” denmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Elbet her toplumda çürük elmalar vardır. Elmacının görevi çürük elmaları bulup atmaktır. Çürük elmayı bulmak için çabalamak yerine, bütün elmaları atmak ise büyük israftır.

Biliyorsunuz; israf haramdır.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.