Böyle bir kurum var.
İşleri, güçleri topluma yön vermek.
Amaçları da patronlarının isteğini sandıktan çıkarmak.
Bir nevi demokrasi inşa ediyorlar...
Bu kurum Çine'de çok iyi çalışıyor.
Kim karalanacak, kim parlatılacak; patronlarca mühendislere iletiliyor.
Hangi enstrüman ile kimin şekillendirileceği belirleniyor.
Uygulamada her yol mubah...
Bu kurum ilçede şunu çok iyi sağlıyor.
Partiler tabeladan ibaret, siyaset tek merkezli...
"Bürokraside de biz ne dersek; o olur" imajı...
"Şunlar kesin kazanacak, kaybedenin yanında olmayın" algısı...
Sonra Çine'de birileri hep büyürken, halk ve ilçe küçülüyor.
Madene bağlı meslek hastalığı mağdurlarının sayısı her geçen gün artıyor.
Halkta slikosiste bağlı akciğer kanserine yakalananlar ve ölenlerin sayısı hızla çoğalıyor.
Başka yerlerde çocuklar Çine'den toplanan bağışlarla eğitim görürken, bizim çocuklar kanserden ölüyor...
Anlayacağınız, bu ilçeye maden lobisi hükmediyor.
Yöneticilerin vizyonu da, sektörün menfaatlerinden ibaret.
Çine'de kendi sütünü, etini ve tarım ürünlerini işlemeden satma kaynaklı kayıp; yılda yüzlerce milyon TL ediyor.
Birileri çıkıyor, "Madenler olmasa Çineliler aç kalır" diyor.
Doğru söylüyor; madenler olmasa akciğerlerimiz slikosist maddesine aç kalır ve kanserle tanışma riskimiz azalır.
Mühendislerin işine hiç karışmaya gerek yok.
Seçimlere kısa bir süre kala, Çine'de her şey yolunda gidiyor.
Karşı çıkmak mı?
Aptallık olur...
Karşı çıkanlar, bir şekilde lekelenip itibarsızlaştırılıyor.
Ama şimdilik...
Sonra mı?
Atı alan...
"Geçmiş olsun Çine, geçmiş olsun Çineliler"
Diyeceğim, ama bu hastalık en az 100 yıl sürer.
Çünkü dağlarımızda, o kadar daha maden var.