• 24 Eylül 2012, Pazartesi

Gazetecilik yaşam biçimidir. Ya hırsızlık?

Gazetecilik meslek değil, tamamen yaşam biçimidir. Her an üretimdesinizdir. Yürürken, konuşurken, yemek yerken hatta uyurken bile…
İçinize işlemiştir gazeteciliğin gereklilikleri. Olmadık yerde bazen olmadık çıkışlar yaparsınız. Tıpkı Ramazan’da Çamlıca Yurdunun iftarında MHP Çine İlçe Başkanı Salih Gökbel’in kurduğu cümleye çıkışım gibi.

Masadakilere sordu Gökbel, “Zeytin ağaçlarında zeytin var mı?” diye. Atladım hemen, “Başkan armut ağaçlarında zeytin varmış” dedim. Her gün haber yazarken veya arkadaşlarımın yazdığı haberleri düzeltirken kurulan cümlelere verdiğim refleksin aynısıydı bu…
Utandım bir an, sonra durumu izah etmeye çalıştım, “Kusura bakma başkan bir anlık mesleki bir refleksti benimkisi.. ‘Zeytin ağaçlarında zeytin var mı?’ yerine ‘Ağaçlarda zeytin var mı?’ demeniz yeterliydi. Ben bunu bir an önüme düzeltilmek için gelen bir cümle gibi algıladım vs.”
Allah’tan O da herhangi bir refleks gereği gözüme bir yumruk indirmedi. Yapsa, haklıydı…

Buna benzer çok hadise yaşamışımdır.

Anlayacağınız bizim meslek bir yaşam biçimidir.

Bir süre sonra sorsalar, “İnsan mısınız?” diye; herhalde cevabım “hayır gazeteciyim” olacak.

Anlayacağınız biz gazetecilik mesleğini icra etmiyoruz. Yaşam formatımızda hayatımızı sürdürüyoruz.

Bir de hırsızlar var. Bazılarının durumu bizden pek farklı değil. Hele hele fikir hırsızlığı yapanların durumu aynı bizimkisi gibi; hırsızlık adamların yaşam biçimi olmuş.

Kendilerini ‘akil’ adam olarak tanıtmışlar piyasaya. Ürettikleri bazı akıllar işe yaramış, becermişler kitleleri kandırmayı. Sonra çöreklenmişler o topluma, fikren çaldıklarını pazarlayarak kamusal kaynakları iç etmek konusunda üzerlerine yok.

Ara sıra bizim mesleğe de sulanıyorlar. Kendilerine akıl danışanlarını boyamak, süslemek adına haber servis ediyorlar. Bir bakıyorum habere içinde bir gün önceki haberde ürettiğimiz fikirler duruyor.

Çaldığı için kızmıyorum. Çok görmüyorum, ‘yaşam biçimim gereği ben nasıl davranıyorsam, O da yaşam biçimi gereği öyle davranıyor’ diyorum.

Aslında ben O’na da kızmıyorum. Adam fikir hırsızı, çaldıklarını pazarlayarak geçimini sağlıyor.

Kime kızıyorum biliyor musunuz?

Halkın hakkını korumak için öne geçip de bu hırsızlara akıl danışanlara…

Soruyorum kendime?

“Acaba O da mı hırsız?” diye.

Çünkü hırsızlar, hırsızlarla çalışırlar. Yine sorun yok, ama O’na güvenip de oy veren kitleleri düşündüğümde diyorum ki; “vay halimize…”
Şükrediyorum yaşam biçimime.

Dua ediyorum;
‘Gazeteci olarak öleyim’ diye.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.