• 16 Kasım 2012, Cuma

Satışa geldiniz…

- Bu gün buradan geçen en güzel çiftsiniz, bu güzel çifte akşam yemeği ısmarlamak benim için büyük bir şereftir.

- Bu kız ne kadar tatlı bir şey böyle, bize gelirseniz onun yemeği benden.

- Büyüklere saygımız sonsuz, hele hele eşine âşık büyüklere hayranız. Bu akşam yemeğinizin yanındaki şarabınızı benim almama izin verir misiniz?

- Tatil için bu güzel beldeyi tercih etmeniz bizi çok mutlu etti. O yüzden yarın sabah sizi kahvaltıya davet ediyoruz, bizdensiniz.

- En iyi masamı size saklıyorum, buyurmaz mısınız?

- Meyve ikramımızdır, kahve ve likör işletmemizden vs.

Bu şekilde sahil boyu bütün restoranlarda bir masa bile yokken siz 5 masa yapmışsınızdır. Ondan sonra gelene, “Hoş geldiniz” deyip yerini göstermekten ibarettir göreviniz. Ertesi gün sahile çıkan ilk çift 50 metre öteden gülümseyerek size yaklaşır. Bir gün önce yemek ısmarladığınız ve çok hoş vakit geçiren çiftin otelde sohbet ettiği ve sizi anlattıkları kesindir. Restoranda hiç müşteri yoksa onlar da şanslı çifttir... Onlarca küçük çocuk size yaklaşırken başlar gülmeye, oynamaya ve şirin görünmeye. Eşine sıkı sıkıya âşık görünümünde onlarca yaşlı çifti karşılarsınız kapıda. Bir çok ülke gezdiğini fakat o beldeden daha güzel bir tatil yerine rastlamadığını anlatanların sayısını tutamazsınız.


Eğer, sizin işletmeye yük olarak görünen fakat genel manada inanılmaz kazanç sağlayan kararlarınıza saygı duyan, küçük hesap yapmayan bir patronunuz varsa; kim tutar sizi… Aşçılar çok güzel yemekler yapıyor, garson ve komiler sorunsuz servis hizmeti veriyor, barmen ve barboylarınız ile DJ müşterileri coşturuyor ve bulaşıklar kusursuz yıkanıyorsa; sezonu kurtardınız demektir. Ekibiniz samimi, yetenekli ve güzelse; ürettiği de güzeldir.

İyi bildiğim ve yaptığım bir iş olduğu için turizm beldelerindeki restorancılıktan örnek verdim. Birileri, “Hanutçu” olarak adlandırsa da; ben de bir süre sahilde restoran önlerinde "teşrifatçılık" yaptım. Yazının başında anlattıklarım da; o dönemde yaşadıklarım ve müşteri çekmek için uyguladığım taktiklerdi.

Bütün bunları yazmama; masamın üzerinde duran, Aydın Ticaret Borsası Meclis Başkan Vekili Abdülkadir Yıldız’ın hediye ettiği incir kutusu vesile oldu. Borsa olarak Aydın’ın tarihi güzelliklerinin yansıtıldığı şık bir metal incir kutusu yaptırmışlar. Bir kenarında küçücük Aydın Ticaret Borsası logosu duruyor. İçinde de kaliteli incirler var. Bu kutuları başta Aydın Valisi olmak üzere önemli makamlara hediye etmişler. Gelen misafirlerine şeker yerine en kalitelisinden Aydın İnciri ikram etsinler diye. Bu ikramı tadan çok kişinin, “Böyle güzel inciri nereden alabilirim” diye soruyor olması; amacın hasıl olduğunu gösteriyormuş. Nasıl Bursa’ya giden kestane şekeri almadan dönmüyorsa; Aydın’a gelenin de incir almadan dönmemesini sağlamakmış, hedefleri.

Çok güzel yapıyorlar.Böylesine güzel işleri; samimi, yetenekli ve güzel bir ekip yapar.
Teşekkürler ATB Meclisi ve Yönetimi.
Samimiyetiniz ve başarınızın sürmesinin; 'İncirin, zeytinin, zeytinyağının ve Aydın kestanesinin dolayısıyla Aydın’ın önünü açmak' anlamına geldiğini hiçbir zaman unutmayın, unutmayacağız…
Böyle düşünen patronların artarak çoğalması durumunda; kim tutar Aydın'ı...

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.