• 3 Ekim 2012, Çarşamba

Motosikletli zibidiler

“Alo, başkanım polisler benim oğlanı motosikletle yakalamışlar. Ehliyet yok, plaka yok, motorda hız, geçtiği yerde güzel bir kız varmış, egzozu açık, direksiyonu da yatık. Sen bir emniyet müdürünü arasan, ceza yazmasalar olur mu?”

- Alo, Mustafa Bey, rahatsız ediyorum.

- Estağfurullah. Buyur başkan!

- Bizim partili bir abinin başına bir iş gelmiş, yardımınıza ihtiyacımız var.

- Seve seve başkan, yapabileceğimiz bir şeydir inşallah.

- Sizin aranız iyidir. Şirket olarak bir dediklerini iki etmiyorsunuz. Hatta araba bile alıyorsunuz. Müdür/Amir beye söyleseniz de şu motosikleti görmezden gelseler.

- Olur başkan, konuşurum. Siz de bizim az işimizi görmüyorsunuz. Bir eksiğiniz olursa bilgimiz olsun.

Sonra motosiklet serbest kalır. Çocuk çok mutlu olur. Babası evde karısına hava atar; “Hanım sen, siyasetle uğraşıyorum, delegeyim, sizden çok siyasete zaman ayırıyorum diye bana kızıp söyleniyorsun ama bak gördün mü?”

Başkan mutlu olur ve parti toplantısında gururla anlatır; “Filanca delegenin oğlunun motosikletini kurtardık. Mustafa Bey ve amir bey sağ olsun”
Mustafa Bey, patrona rapor verir, “Abi başkanın bize artık bir gebeliği daha var. ‘Halk için, mazlum için, masum için’ safsataları ile karşımıza zor gelir”

Başka partilerde de benzer durumlar, benzer yollarla çözülür.

Sonra bir gün, emniyet haddini aşan bir uygulama yapar ve kadına, kıza baktıkları, laf attıkları için Çine’nin erkeklerine kahvehane önlerine oturmanın yasaklandığını duyuruverir.

Aslında tüm topluma hakaret olan bu uygulama karşısında, halkın temsilcisi olan siyasetçiler suskun kalır.

Siyasi otoritesizlik filan diye değerlendirmeyin.

Bütün suç motosikletli zibidilerindir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.