• 1 Aralık 2014, Pazartesi

Emrullah Çiçek’ten ricadır

Bizim köyde, Hamide ve Ali Alkan adında temiz kalpliliği ile meşhur yaşlı bir çift vardı. Ali Amca’ya, “Hallen Ali” derledi. Hamide Nine’nin bir kilo pirinçle yaptığı sütlacının evdeki bütün kapları doldurduğu, komşulardan da kap toplamak zorunda kaldığı, aradan geçen yarım asra rağmen hala konuşulur. Allah her ikisine de gani gani rahmet eylesin.

Hamide Nine ve Ali Dede ile yılın belli dönemi çok sık bir arada olurduk. Eylül, Ekim ve Kasım ayının ortasına kadar annem ve babam ovada olduğundan, okula gidebilmek için bu muhteşem yaşlı çiftin mübarek komşusu Esma halamda kalırdım.

Bir gün okuldan geldiğimde halam, “Aşam Hallen Ali gillere gitcez” dedi. Torunu, saz sanatçısı Emrullah gelmişti. Kendisini ilk kez o zaman tanıdım. Ya 7 yaşındaydım ya da 8... Eşi de TRT sanatçısıydı. Bir de oğullar vardı. Hayranlıkla muhabbetlerini dinlemiştim. O günden sonra, bir gün Emrullah Çiçek’in sazı ve sözünü dinleyebilmeyi hayal etmeye başlamıştım.

Bütün bunları neden anlattım. Geçenlerde bizim Osman (Osman Yurttaş), haberini yapmış. Emrullah Ağabey, sazı ile bitkilere hayat veriyormuş. Bu sayede tutmaz denen fındığı Çine’de tutturmuş, ceviz ağacına sonbaharda aynı yıl içinde ikinci kez meyve verdirmiş.

Bu haberi okuyunca ümidi kestiğim Çine’yi yöneten idareciler ve siyasetçiler ile ilgili müspet düşünceler beslemeye başladım. Yıllardır, bu insanları Çine menfaatleri için çalıştırmayı bir türlü beceremedik. Emrullah Ağabey, senden rica ediyorum. Sazına, sözüne bu konuda çok ihtiyacımız var. Günün hangi saatleri etkili oluyorsa, kaç seans gerekiyorsa biz Çine halkı olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız. İnşallah sayende bu güzel ilçemizi kurtarırız. Kötü gidişi, tersine döndürürüz.

Sen bilirsin Ağabey... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.