Yıl 2000.
Meslekte ilk günlerim.
İlk kez bir Bakan'ı takip ediyorum.

Çine’den Karpuzlu’ya geçti.
Anasının elini öptü, hatırını sordu.
Belediyeyi ziyaret etti.

Makam koltuğuna oturttular.
Biri de bana “sor” dedi, sordum.

“Memleketiniz Karpuzlu’ya yeteri kadar hizmet etmediğiniz ileri sürülüyor, doğruysa bunun nedeni nedir?”
Cevap, kısa ve net oldu.
“Ne kadar köfte, o kadar ekmek”

Arada gıyaben diyaloglarımız da oldu…
Uzun yıllar sonra kayınvalidesini toprağa verdiğinin ertesi akşamı karşılaştık.
Bu anımı hatırlattım.

Bana, politik hayatını enine boyuna anlattı.
Bakanlığı döneminde Aydın’a kazandırdıklarından bahsetti.

Çine Adnan Menderes, Dandalaz ve İkizdere barajlarının nasıl başladığını, İzmir-Aydın Otobanı, Söke Çevre Yolunun yapımını nasıl sağladığını, Aydın’a kazandırdığı derslikleri, Aydınspor’a katkılarından vs. söz etti.

Ortamda bulunanlardan biri de benim hakkımda son dönemde açılan davalardan bahsetti. Bir hukukçu olarak çok ilginç saptamalarda bulundu ve enteresan yorumlar getirdi. Taziyeye birlikte gittiğimiz Gazetemiz Hukuk Danışmanı Murat Özcan’a da, hukuk kariyeri hakkında geniş geniş bilgiler aktardı.

Verimli bir sohbetti.
En çok da, Aydın’a yaptığı hizmetlerin karşılığını bulamadığını anlatan Kastamonu yöresi atasözünü sevdim.
“Köyün danasından öküz olmaz” dedi.

Aklıma, “Öküz’üm” başlıklı yazım geldi.

Başlığım geri…

Teşekkürler Sayın Yalova…