• 6 Aralık 2011, Salı

Zaaflarla tutulan saflar

Uşak, “Patron ‘A’ birime/kuruma yeni bir yönetici atanmış”

Patron; “Vardır O’nun da bir zaafı, bulun ve bize hizmet etmesini sağlamak için bu zaafını kullanın”

Bu memlekette birileri yıllardır işini bu şekilde yürütüyor.

Zaafları okşamak adına kurulan özel sofralar sonrası hamleler kişinin yatkınlığına göre değişiyor. Paraya zaafı bulunana, “bir sıkıntın olursa hiç çekinme, biz ne güne buradayız, hallederiz” deniyor.

Kadına zaafı olana yoldaşlık edilmesi yetmiyor, altına kiralanan özel araçlarla gideceği yerlere ulaşması sağlanıyor.

Sokakta bir tane çocuğu sevdiği görülmeyen kelli felli koca adam unvanını kullanarak yetki sahibi kişileri ağırladığı yemekte onların zırlayan çocuklarını avutmak için şebeğe dönüyor.

Kurumun ihtiyaçları bahanesi ile kurulan sohbetler sonrası alışverişlerin şahsi çıkarlara hizmet ettiğini her iki tarafta biliyor ama çaktırmıyor, umursamıyor…

İş lafa gelince, “Vatan millet Sakarya” oluveriyor.

İlişkiler karşılıklı çeşitli rica ve istirhamlarla sürüp gidiyor.

Ta ki; zaaflının son kullanma tarihine kadar.

Bu memlekette bir yerde görev alınca adam olunduğunu sanma zaafına sahip olanların sayısı da az olmadığı için çeşitli birimler oluşturuluyor.

Bilmem ne konseyi, bilmem ne kurulu vs. diye adlandırılan yerlerde görev alması sağlananlar pek bağlı uşak oluyor.

Bir de cin fikirli ithal akıl hocaları var.

Onlarda durmadan insanları oyalayacak, süreçleri geçiştirecek yeni icatlar buluyor.

Hiç duyulmamış ve kulağa hoş gelen isimler ve cümlelerle hayal ve umut sattırıyorlar.

Böyle olunca neredeyse toplum adına görev yürüten bütün birimleri hükmetmeyi başaranlar, siyaseti de parmaklarında oynatıyor. Partiler de tabeladan ibaret kalıyor.

Sözde siyasetçiler de sadece seçimden seçime ya da kongreden kongreye siyasetçi olduklarını hatırlayıp bir çaba içine giriyor.
Ondan gayrı zamanda, ‘kese doldurmaya devam…’

Sözün kısası hanedanlıkla yönetilen bir toplulukta etkinsen ve zaafın varsa ideal adamsın.

Eğer bir zaafını bulup seni kullanamazlarsa dışlanırsın, yok sayılırsın, görmezlikten gelinirsin.

Şayet bununla baş edebilecek enerji ve inanca sahipsen dik duruş gösterirsin.

Dik duranın çarpanı çok olur ama bir süre sonra nasır bağladığı için çarpmalardan etkilenmezsin.

Yani bu memlekette zaaflarla saf tutulur. Ya da zaaflarla saflar tutulur.

Birileri, birilerinin zaaflarını kullanarak kendi işini yürütür.

Açık söylemek gerekirse bizim de bir zaafımız var.

O da Çine’ye ve insanlığa olan aşkımızdır.

Çine’ye ve insanlığa hizmet eden de bu amacında bizi kullanır.

Lütfen sizin zaafınız affetmek olsun.

Üzdüysem zaafınıza sığınırım.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.