• 25 Ocak 2014, Cumartesi

Bülent Tezcan’a Atılan Yumruk

Bir avukat olarak, bir kişiye, bir şirkete, bir kuruma vekalet etmenin ne demek olduğunu çok iyi bilirim. Vekil olan kişi vekil eden kişinin haklarını boynunda taşır ve o sorumluluğu taşımak kendi haklarını savunmaktan daha zor bir sorumluluk olduğunu çok iyi bilir.

Millete vekillik eden kişilerin vicdani sorumlulukları ise avukatlık mesleğinden çok farklı olarak koca bir ülkeye vekillik etmek ve ülke sathı üzerinde var olan her varlığın haklarını savunmaktır.

Bu sorumluluğu alabilecek kişiler sadece rasyonel olabilen bireyler. Yurttaşlar, kendi vekillerini seçerlerken, karizmatik pozlara, kasıntı hareketlere ve hamasete aldanarak vekillerini seçerlerse, ortaya memleket meselelerini kişiselleştiren irrasyonel ve içgüdüsel hareket eden vekiller ortaya çıkar.

İnsan, varlığını, rasyonelliğini koruduğu sürece devam ettirebilir. Zira, içgüdüleriyle hareket etmek modern insana mahsus bir davranış tarzı değildir.

Fiziksel saldırı, içgüdüsel hareket tarzlarının başında gelmekle beraber, içgüdüsel davranışın yeri, modern olduğunu iddia eden bir ülkenin, çağdaş ve özgürlükçü olduğu iddia edilen kanunlarının geçtiği yasama meclisi değil içgüdüsel kanunlarının hüküm sürdüğü ormanlardır. Herkesin olması gerektiği yerde bulunması ise hayatın değişmez bir kuralıdır.

Tüm bu yaşananlar için herkesin olması yere yerleştirecek olan gene millettir. Umarım, millet kutsal görevi olan oy kullanma sorumluluğunu dürtüleri ile değil zekâsıyla yerine getirir.

Rasyonel insan Bülent Tezcan’ın sonuna kadar arkasındayım. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.