Gerçekten abartmıyorum. Tüm insanlık, AKP’li, CHP’li, şucu veya bucu, şuralı veya buralı herkes yeşili sever. Fakat, bazıları yeşili; ağaçta, bitkide, doğada sever; bazıları ise “yeşil sermayeyi” sever.

Dikkat ederseniz AKP’li arkadaşlarımız hizmeti inşaat ile sınırlamış durumdalar. CHP’li belediyeler güzel bir park, yeşil alan açılışı yaptıklarında otla bitkiyle hizmet mi olur tepkisiyle karşı karşıya kalabiliyorlar.
AKP’li arkadaşlarımın “yapılan inşaatları neden takdir etmiyorsunuz?” tepkilerini anlayışla karşılıyorum. Zira, park açılışlarına karşı olmadıklarını, yapılan inşaatların azımsanmasından rahatsız oldukları için tepki verdiklerini değerlendiriyorum.
Bu arada söylemeden edemeyeceğim,biz 21. Yüzyılda park yapılsın mı, yapılmasın mı? Park yapmak hizmet midir, değil midir? Diye tartışaduralım, Londra’daki parkların 14. YY’da yapıldığını biliyor muydunuz?
Fakat, şunu da anlamamız gerekir ki park ve bahçelere karşı çıkanlar, özellikle İstanbul’da son zamanlarda orman içlerinde lüks villalarında rahat ve huzurlu bir şekilde yaşamaktalar. O zaman sormaz mısınız, madem yeşili sevmiyorsun ne işin var ormanın içinde diye?
Siyasi kimliğinizi, ideolojik görüşünüzü bir kenara koyun ve koskoca köprünün, bu mühendislik teknolojilerinin olduğu bir devirde yanlış yere yapılma ihtimalinin ne olduğunu düşünün? O köprü için şu ana kadar kaç ağaç kesildiğini hesap edin ve bana söyleyin buradaki hizmet hangi yeşile hizmet ediyor? Doğaya mı, sermayeye mi?
Ayrıca, köprü için yapılan ağaç katliamının savunması, “orada kestiğimiz ağaç sayısı kadar başka yerlere dikiyoruz” olamaz. Zira, orman ağaçtan ibaret bir tarla değildir. Çeşitli bitkileri ve canlılarıyla adeta bir organizmadır. Aksine, başka yerlere dikilen ağaçlar ancak çam tarlası olur. Her şey inşa edebilirsiniz ama orman inşa edemezsiniz. Ormanlar da parklar da hepimizin, yeşil sermaye için yeşilin katledilmesine izin vermeyin.
*******
Bu arada, eski Çine gazozunu tekrar ürettiği ve zeytinyağı üretimine başladığı için Çine Belediyesini tebrik ederim. Bence asıl yatırım budur.