19 Mart 2024, Salı

Çanakkale Şehitlerine

20 Mart 2012, Salı

     


Talât Yörük

Çanakkale sadece korunan bir toprak parçası değil kurtarılan bir vatan ve kurtulmuş bir milletin şah damarıdır aslında. Ülkenin her yerinden analarının sürdükleri kınalarla gözlerindeki korkusuz bakışlarla savaşan genç Mehmetlerin armağanıdır bu vatana Çanakkale. Günlerce sadece bir kâse hoşafla geçen öğünler de doymayan karınları vatan sevgisi ile doyurmaktır aslında Çanakkale ve orada şehit düşerek belki de en onurlu sıfatlara ulaşan Mehmetlerin alınlarının akı, yüreklerinin büyüklüğüdür. Ulu Önder ve onun askerlerinin önünde tüm dünyanın eğildiği Büyük Önderi suçlayanların yüzlerinin kızardığı zaferdir Çanakkale. Halen şu vatan da nefes alan herkesin ibret alması gereken ve saygı duymayı asla unutmaması gereken bir zafer ve onurlu bir mücadeledir. Ve o tozlu siperlerin arasından korkusuzca fırlayan ve gözünü kırpmadan ölüme giden Mehmetlerimizin günüydü 18 Mart.
Umarım Kuvayi Milliye parkındaki Çanakkale şehitliğini ziyaret edip, şehitlerimize dua etmişsinizdir. Onlara yazılmış bu güzel şiiri hatırlatmak istedim.

Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.

-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif Ersoy

(*):
Pulat YÖRÜK’e paragrafı yazısı için teşekkürler.



Yazarın Tüm Yazıları
Seçimler bitti mi? 15 Nisan 2014, Salı
Oy Kullanma Esasları 18 Mart 2014, Salı
Bülent Tezcan’a Atılan Yumruk 25 Ocak 2014, Cumartesi
Alın Teri Göz Nuru 24 Aralık 2013, Salı
Taze Sebze-Meyve 26 Kasım 2013, Salı
Sosyal Demokrasi Nedir? Ne Değildir? 19 Kasım 2013, Salı
Onlar-Bizler 5 Kasım 2013, Salı
90. Yıl 29 Ekim 2013, Salı
Adil Bayramlar 6 Ağustos 2013, Salı
Samimi miyiz? 30 Temmuz 2013, Salı
Para insanı özgürleştirir mi? 23 Temmuz 2013, Salı
Hepimiz Yeşili Severiz 16 Temmuz 2013, Salı
Şu PKK Meselesi’nde Nerede Kalmıştık? 25 Haziran 2013, Salı
Gezi Parkı Direnişi Nedir? 18 Haziran 2013, Salı
Taksimli Çapulcu Efe 11 Haziran 2013, Salı
Ben Çapulcuyum 4 Haziran 2013, Salı
Fondip 28 Mayıs 2013, Salı
Yöneticilik 21 Mayıs 2013, Salı
Çine’de Güzel Şeyler Oluyor 7 Mayıs 2013, Salı
T.C. 16 Nisan 2013, Salı
Becer Bal Ye 26 Mart 2013, Salı
Melih Gökçek Aydın’da 5 Mart 2013, Salı
Atatürk'ün Bursa Nutku 5 Şubat 1933 5 Şubat 2013, Salı
Sanayinin ve Tüketicinin En Büyük Sorunu Sahte Üretim 25 Ocak 2013, Cuma
Bizim Takvime Göre 10 Yılımız Kaldı 8 Ocak 2013, Salı
Üzüm Yemek mi Bağcıyı Dövmek mi? 24 Aralık 2012, Pazartesi
Çine Diasporası 18 Aralık 2012, Salı
Topçam Madran Suyu 10 Aralık 2012, Pazartesi
Aydın Büyükşehir Belediyesi (Sınırlar) 27 Kasım 2012, Salı
Aydın Büyükşehir Belediyesi (Cebimizden Çıkacak Paralar) 20 Kasım 2012, Salı
Bayramlar ve Biz 7 Kasım 2012, Çarşamba
Aydın Büyükşehir Belediyesi (Köyler) 30 Ekim 2012, Salı
Aydın Büyükşehir Belediyesi 23 Ekim 2012, Salı
Mavi Kapak 9 Ekim 2012, Salı
Öneriler 2 Ekim 2012, Salı
Son iki hafta 25 Eylül 2012, Salı
Kopyala-Yapıştır 4 Eylül 2012, Salı
Yine petrol bulundu 28 Ağustos 2012, Salı
Kaç Canlının Ölümünden Sorumlusunuz? 7 Ağustos 2012, Salı
Çine Neden Gelişmiyor? 24 Temmuz 2012, Salı
Kanun Değişiklikleri 17 Temmuz 2012, Salı
Çarpık Yapılaşma 3 Temmuz 2012, Salı
Yangın Var 19 Haziran 2012, Salı
Tatil Başladı 12 Haziran 2012, Salı
Fikri Haklar Hukukunda.... 5 Haziran 2012, Salı
Avukatlık 29 Mayıs 2012, Salı
“Demir Perde Bayramı” Demir Yumrukla Son Buldu 22 Mayıs 2012, Salı
Türk Futbolu 15 Mayıs 2012, Salı
Sütten Ağzı Yanan Yoğurdu Üfleyerek Yer 8 Mayıs 2012, Salı
İş Gücünün Üretimdeki Rolü 1 Mayıs 2012, Salı
Milletvekillerini Seçerken Çok Titiz Davranılmalıdır 23 Nisan 2012, Pazartesi
Mücadeleye Devam 10 Nisan 2012, Salı
Çine ve Festivaller 3 Nisan 2012, Salı
YASA(K)OYUCU 27 Mart 2012, Salı
Çanakkale Şehitlerine 20 Mart 2012, Salı
Çevre Kirliliği 13 Mart 2012, Salı
Günümüzde Toplu İş Sözleşmesi 6 Mart 2012, Salı
Madranspor 28 Şubat 2012, Salı
Deve Güreşleri 21 Şubat 2012, Salı
Bu Sözlere Korkan Saldırır 7 Şubat 2012, Salı
Doğalgaz Santrali 31 Ocak 2012, Salı
19 Mayıs 24 Ocak 2012, Salı
Yeni Kira Hukuku 17 Ocak 2012, Salı
E(K)MEK 10 Ocak 2012, Salı
Çine 2012 3 Ocak 2012, Salı
Çine’nin 5S 2K’sı 27 Aralık 2011, Salı
Şike Bizim Kendimizde 20 Aralık 2011, Salı
Gümrükler ve Kaçakçılık 13 Aralık 2011, Salı
Siz Hangi İktisadı Tutuyorsunuz? 6 Aralık 2011, Salı
Bedeli ne kadar? 29 Kasım 2011, Salı
Ayağını Yorganına Göre Uzat 22 Kasım 2011, Salı
Tüketici Hakları 15 Kasım 2011, Salı
Siz Karar Verin 1 Kasım 2011, Salı
Nutuk’tan 25 Ekim 2011, Salı
Toplumsal Uzlaşı 18 Ekim 2011, Salı
Yozlaşan Demokrasi 11 Ekim 2011, Salı
Avukat Talât Yörük Çine Madran’da 7 Ekim 2011, Cuma