Alın Teri Göz Nuru

Daha önce de söylediğim gibi be İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyorum. Her sabah saat 06:10’da kalkıp, hazırlanıp, otobüs durağına yürüyorum. Saat 07:00 gibi işyerinde oluyorum. Bilgisayarımın düğmesine basıp açılmasını beklerken çayımı demliyorum. Bilgisayarım açılınca da ilk işim ertesi günün programını gözden geçirmek oluyor. Bu arada, dosyalarımı incelerken kahvaltımı tamamlamış oluyorum. Yani, kahvaltı yaparken dahi iş yapıyorum. Böyle başlayan bir günde eve gelişim çoğu zaman 20:30-21:00’ı buluyor. Bu tempoda olmasa da hafta sonları da çalışmaya devam ediyorum. Tabii atlamadan söyleyeyim, her avukat gibi adliyelerdeki koşuşturmalarımın asla bitmemesi sadece zihinsel değil aynı zamanda fiziksel olarak da yorulmama neden oluyor. Bir de tabii ortalama iki haftada bir şehir dışı işlerimin de olduğunu eklemek isterim ki çoğu seyahatim günü birlik oluyor ve sabah 08:30’da o ilin adliyesinde olacak şekilde yola çıkıyorum “bu il Gaziantep dahi olsa”. Ben ekmek paramı yukarıda kısaca özetlediğim gibi kazanıyorum.

Ya siz nasıl kazanıyorsun? Evdeki ayakkabı kutularınızda ne var? Evde kaç tane para kasanız var? Bugüne kadar hiç para sayma makinesi kullandınız mı?

İşte senelerdir söylediğimiz şey buydu. Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet konusunda rekorlar kırmış bir parti artık iktidar olmamalıdır. Ancak, seçmen olarak bizler “yesin ama hizmet de yapsın” mantığıyla oy kullandığımız sürece bu yolsuzlukların ardı arkası kesilmeyecektir. Kaldı ki, bina dışında hiçbir hizmet yapmayan hükümetin, binaları yavaş yavaş sorunlar çıkarmaya başladığına dikkat çekmek isterim. Bunların başında; dünyanın en büyük adliyesi olan ve havalandırması, yangın alarm sistemi vs… çalışmayan Anadolu Adliyesi ve TT Arena geliyor. Umarım, garibanlar için yaptıklarını söyledikleri TOKİ binaları “Veli Göçer”in binalarına dönmez.

Sevgili AKP’li kardeşim bugüne kadar zulüm hep bize yapılmıştı. Şimdi, sana da zulüm yapıldığını görmeni isterim. Neticede yolsuzluğa konu paralar ve arsalar, aynı zamanda da senin.