• 5 Kasım 2013, Salı

Onlar-Bizler

Malumunuz, onlar ve bizler ayrımı yapan siyastçilerimizi var. Bu hitap şeklini, özellikle de birinci ağızdan duymak ise en tehlikeli şeydir.

Tüm bu çabalara rağmen halkın inadına ayrışmaması, bu tür ifadeleri dinlememesi ve günlük hayatına, kendi görüşünden olmayan komşularıyla, arkadaşlarıyla, akrabalarıyla devam etmesi ayrıştırma çabalarına karşı verilen en iyi cevaptır.

Son zamanlarda başörtüsü meselesini özgürlük meselesi haline getirilmesi ve herkesin başörtüsüne karşıymışcasına atmosfer yaratılması mağduriyet üzerinden oy kapma çabası vardır. Demokrasi paketi olarak bize sunulan paketin içinden, elinde güç olmasına rağmen, hükümet tarafından hakim savcı gibi mesleklere özgürlük çıkmaması bir sonraki mağduriyet senaryoları için elde tutulmaktadır. Bu tavır bence samimiyetsizliği göstermektedir.

Meclise başörtüsünün girmesiyle muhalefetin, özellikle de CHP’nin büyük tepkiler göstereceğini düşünenlerin gardı CHP’nin olgun tavrı karşısında düşmüştür. Bu da göstermektedir ki aslında ortada bir mağduriyet yoktur. Kısacası muhalefet kimseyi ötekileştirmemektedir.

Şimdi sıra başörtüsü ile meclise gelen milletvekillerinin kadın hakları konusunda ne kadar samimi olduklarını gösterme zamanı gelmiştir. Kadın-erkek eşitliği konusunda Afrika ülkelerinin de gerisinde kalan ve gün geçtikçe daha da gerilere gitmekte olan bu ülkenin, artık özgür olan başötülü kadın milletvekillerinin ayaklarını yere vurup özgür olmayan kadınların sorunları için çalışma zamanı gelmiştir. Bugüne kadar özgürlükleri olmadığı için milletvekili olarak çalışma fırsatı bulamayanların artık gece gündüz, adalet ve özgürlük için çalışma zamanı gelmiştir.

Özgürlükçü milletvekillerine tavsiyem, işe onlar-bizler diye konuşanlarını azınlıktakileri ötekileştirmeye ve linç ettirmeye çalışanlara karşı mücadele vermekle başlamalarıdır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.