• 31 Temmuz 2012, Salı

Çine (neden) gelişmez?

Yıl 1975. Çine nüfusu; 54 bin. Bu nüfusun yaklaşık 43 bini bucak ve köylerde yaşıyor. Yani nüfusun % 80’i köylerde yaşıyor.

Tarıma ve hayvancılığa dayalı ekonomimsiyle kendine yeten küçük bir Anadolu Kasabası o dönemde.

Tütün, pamuk, mısır gibi sanayi ürünlerinin yanı sıra, biber, domates ve patlıcan gibi sebze yetiştiren, ürettiği zeytinin %90’ını salamura yaparak satan şirin bir Anadolu Kasabası.

Dağ köylerinde yetişen ceviz, kestane ve fıstık çamı ile ekonomisini ayakta tutmayı başaran mutlu insanların yaşadığı bir yer.

Her köylüsünün evi önünde en az 3, 4 küçükbaş hayvan sürüsü, en az 5, 6 büyükbaş hayvan bulunan ve teknolojiyle tanışmaya hazır bir konumda.

Teknoloji ile tanıştıktan sonra da huzurlu ve mutlu yaşamı sürdürüyor Çineli. Evine elektrik, radyo, televizyon, buzdolabı gibi zorunlu olduğunu düşündüğü araç ve gereçleri almaya da başlıyor; ekonomik girdisi bunları almaya yetiyor çünkü.

Teknolojiye ayak uydurması sonrasında gelirinden arda kalan da ortaya çıkıyor zaman içerisinde.

Ovadan ve dağdan gelen gelirinden kenara, köşeye para koymaya da başlıyor.

Köyde üretip kazandığını şehre yatırmaya başlıyor ve şu düşünce ortaya çıkıyor:

“Şehirde de bir evimiz olsun.”

Yeni evlenen gençlerin işi köyde ama evini şehre yaptırtmaya başlıyorlar.

Böylece yılda 2, 3 ay oturacaklar bile Çine’ye ev yaptırtmaya başlıyor.

Evini Çine’ye yaptıranlar kış aylarında zeytinini, yaz aylarında tarımsal üretimini kontrol etmek için köyüne ya da ovasına göçüyor; mevsim geçişlerinde Çine’deki evinde az da olsa kalıyor, vakit geçiriyor. Köydeki işinden vazgeçmesi, onu bırakması imkânsız çünkü yaşamını sürdürebilecek başka bir sektör yok.

Evin yapılmasından sonra tarladan ve dağdan gelen gelirin artanı için tüketecek alan bulmaya çalışıyor Çineli.

Artan ekonomik girdiyi tüketmek için, çimen gibi her yerde bitmeye başlayan kooperatifçiliğin arkasından gidiyor.

Kuşadası, Marmaris, Didim, Akbük gibi sahil kentlerinde yazlıklar yaptırtmaya başlıyor.

Bu ara kasabaya göç başlıyor.

Esnaf ve çiftçinin sahil kasabalarında yaptırdığı yazlıkların da bir süre sonra albenisi, lüksü ya da ekonomik anlamda getirisi kalmıyor.

Bu kez Aydın Sevdası’na düşüyor Çineli. Ekonomik artısını Aydın’a taşımaya başlıyor.

Ve…

Bugün Çine’nin nüfusu 53 bin. Bunun 31 bini bucak ve köylerde yaşıyor.

Ekilen ve ürün alınan arazide artış olmadı.

1975 yılının ev görüntüsü ile günümüz ev görüntüsü arasında teknoloji var: Her ev adeta bir teknoloji çöplüğü durumunda.

Köyde üreten nüfus artık şehirde tüketiyor.

O günden bu güne ekonomik anlamda iğne ucu kadar yenilik olmamış, atak yapılmamış. Hal böyle olunca elbette Çine gelişememiş. Atak yapıp gelişen tek sektör madencilik olmuş.

Dünün tarla, zeytinlik sahibi ailelerin çocukları, gelişen madencilerin kucağına itilmiş ya da sahil kasabalarına gitmek zorunda kalmış. Bundan dert yanmayı, serzenişte bulunmayı sürdürüyoruz ama yaptığımız da hiçbir atak, yenilikçi yatırım yok.

Yani karanlığa küfretmeye devam ediyoruz; kimse bir mum yakmayı düşünmüyor.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.