• 24 Mayıs 2011, Salı

Seçim yazısı

Okur arkadaşlardan biri yazılarımla ilgili serzenişte bulundu:

“Doğaya dönmekten, sağlıklı beslenmekten, örf adetlerin kaybolduğundan söz ediyorsun da bu ülkede milyonlarca insanın 650 lira gibi bir asgari ücretle çalıştığını unutuyorsun. İnsan o parayla geçinmeye çalışırken bırak örf âdeti, ana babayı
unutuyor. Güneş çarığı, çarık da ayağı sıkıyor. Öyle olunca dünü düşünmeyi değil, anı kurtarmayı planlıyor insanlar. Seçimler yaklaşıyor, biraz siyasetçilere dokunsana.”

Siyasetle ilgili ne yazılır ki bu ülkede?

4 yıl 11 ay kapıma uğramayıp, 12. ay gelip sırtımı sıvazlayıp oyumu aldıktan sonra ortalıktan kaybolan siyasilerin olduğu,

Ön seçimde “ben bu adamın beni temsil etmesini istiyorum” deyip ilk sıraya seçtiğim adamı listeye bile sokmayan liderlerin parti yönettiği,

Enflasyonu, geçim derdini, ekonomik krizi, siyasi istikrarsızlığı bırakıp uçkur siyasetinin yapıldığı,

Peşinden koştuğu siyasi partinin liderlerinin söylediklerini matematik formülüymüş gibi sıkıca sarılan insanların siyaset yaptığı,

Polisin tekme tokat dövüldüğü, askerin itibarının iki paralık edildiği, öğretmenin, memurun sokakta biber gazıyla pusturulduğu,

Başarılı memurun, bürokratın sürgünlerde süründürülüp kanser edildiği,

Solcunun solculuğunu, sağcının sağcılığını bilmediği,

Üç beş oy almak için siyasi arenada malzeme konusu yapılarak Türkü Türklüğünden Kürdü Kürtlüğünden, Aleviyi Aleviliğinden Suniyi Suniliğinden bıktıran siyasi kafaların olduğu,

Siyaset dünyasında ayakta kalmak çabasına, seçilebilmek için her seçim parti değiştiren vekillerin cirit attığı,

Propaganda yapmak için yaptığı gezilerde kullandığı arabaların benzin paralarını, sokakları kirletmek için bastırttığı afiş paralarını senin benim verdiğim vergilerden alan, sonra da “kapınıza kadar geldik” cingözlüğü yapanların siyaset yaptığı bir ülkede siyasetle ilgili ne yazılır sevgili dostum?

Her kamuoyu araştırmasında %15, 20’lik karasızlar payı vardır ve her seçim günü sandığa gitmeyen % 18-20”lik bir seçmen kitlesi vardır.

Bu ülkede % 22 seçme hakkı olmayan insan var. Seçme hakkı olanların % 20’si sandığa gitmiyor. Kalan yüzdenin % 40’nın oyunu alan tek başına iktidar oluyor. Yani 16 milyon oy alan istediğini yapabiliyor. Yani 70 milyon kişiyi 16 milyonun seçtiği yönetiyor.

Böyle bir ülkede seçimle ilgili ne yazılabilir ki Sevgili Dostum?

Gelişmiş ülkelerde iç ve dış siyaset bellidir. Hangi parti gelirse gelsin yapılacak olanı, programı yapar. Çünkü o program o ülkenin çıkarları için vazgeçilmez olandır. Biz her iktidarda yeni iç ve dış siyasi program belirleriz. Yani uluslararası arenada bizim ülke olarak bir duruşumuz bile yok.

Böyle bir ülkede A Partisi olmuş B Partisi olmuş önemli mi?

Böyle bir ülkede sen konuşsan ne değişecek, ben yazsam kim okuyacak Sevgili Dostum.

O sabah kalk, erkenden oyunu kullan ve çoluk çocuğunla git sakin bir yere. Onlar gülüp eğlenirken çök bir ağacın gölgesine gazeteni, kitabını oku.

Konuşup ta ağzını yormanın ne gereği var!... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.