Her sel kütük getirmez

Adını taşıyacaksın Kardeşim.
Ozan sel ile ilgili ne der: ‘Kükremiş sel gibiyim, bendime sığmam taşarım.’
Sel isen kükreyeceksin.
Önüne ne geliyorsa silip süpürecek, götüreceksin.
Kütük, kum, taş, mil… ne bulursan önüne katıp indireceksin yamaçlardan aşağıya.
Adını taşıyacaksın, adın gibi olacaksın Kardeşim.
Çünkü sana bu isim o nedenle verildi.
Adın nedeniyle insanların senden beklentileri vardır; onları hayal kırıklığına uğratmana gerek yok.
Adını değiştir; çekip git.
Para desen önünde Kardeşim.
Her türlü olanak sonuna kadar sağlanıyor.
Bir dediğin iki edilmiyor.
Halkın gözü kulağı sende olmasına rağmen sen üç maymunu oynuyorsun; duymuyor, görmüyor, bilmiyorsun.
Sana yüklenen sorumluluğu yerine getir Kardeşim.
Sana verilen o koltuğun yerine bir başkasına tabure verseler bırak kütüğü, dağı aşağıya indirir.
‘Tüyü bitmemiş yetim’ edebiyatı yapmanın anlamı yok; aldığının karşılığını ver, başka bir şey istenmiyor.
Bir kayanın dibinden sızan su gibisin kardeşim.
Sen bırak kütük getirmeyi, bir zerre mil taşıyamazsın.
Senden sel falan olmaz.
Madranspor Yönetiminden söz ediyorum.
Çorap değiştirir gibi teknik direktör değiştiriyorsun…
Dışarıdan getirdiğin beceriksiz futbolculara çuvalla para aktarıyorsun…
Sana sunulan düşüncelere kulak pasıldatıyorsun…
Sonra yerlerde sürünüyorsun.
Yeniden koca bir yılı yiyip bitireceksin; yazık olacak.
Hani “Sel gibi silip süpüreceğiz” deniliyordu?
Yazık Kardeşim, yazık.