• 7 Eylül 2012, Cuma

Kabak

Eskilerden bir yılda hocanın biri Ramazan Ayı’nda bir köyde imamlık yapıyormuş. O köyün en gözde sebzesi kabakmış. Hocaya bir gün kabak kavurma ertesi gün kabak sote diğer gün kabak çöreği derken hocayı kızdırmışlar. Bir gün dayanamamış bakın dostlar demiş kabak öyle bir nimettir ki her gün kabak getirerek beni şımartıyorsunuz. Neyime yetmez bir tavuk kızartması bir yaprak sarması diyerek isteklerini kibarca anlatmış oysa hocaya kabak tatlısı da verseler belki hocamız hiç sızlanmazdı.

Neyse kabağımızı şöyle bir irdeleyelim. Donma tehlikesi geçtiği zaman tohumları toprağa direk koyabileceğiniz gibi küçük torbalarda yetiştirip de esas yerlerine dikebilirsiniz. Fidelikten sonra güneşi çok sever ağaç altı ve gölgeyi sevmez su isteği oldukça azdır. Toprağın kuru oluşu daha lezzetli kabaklar demektir, aşırı sulama sonucunda kabaların içi koflaşır, ve tadı kaçar. Uzun süreli sıcaklar olmuyorsa sulamanız gerekmez. Eğer balkabağınızı hasattan sonra ilkbahara kadar saklamak istiyorsanız, suyunu sadece istediğinde verin. Bunu yapraklarını sarkıtarak, pörsüterek anlatır.

Kabaklarımız çiçeklenmeye başladığında sulamayı kesin. Böylece çiçeklerini atmaz. Kabak yetiştirirken arada çıkan otları kimyasal ilaç kullanarak değil çapalamayla temizlerseniz daha çok verim alırsınız. Hem toprağı havalandırmış olursunuz. Yalnız şunu unutmayın kabak tek başına verim vermez. En az 3 kök bir arada olmalıdır. Son olarak kabak hasat edilirken saplar en az 13-15 santim uzun kesilmelidir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.