Doğarız beşiğimiz olur, Büyürüz kapımız, penceremiz, masamız, sandalyemiz olur ölürüz en son mezar tahtamız olur.

Hayatımızın her anında vardır, ama biz ona karşı olan sorumluluğumuzun hiç bilincinde olmayız. Tarla açmak için çam ormanlarını yakarız.

Günümüz Anadolu’sunda “Dağların müftüsü çamdır” diye bir söz vardır.

Anadolu da çam ağaçlarının bir bölümü “Evliya çam” olarak da bilinir. Bazı yerleşim alanlarında çam ağaçları korunarak adak ve dilek ağacına dönüştürülüyor.

Çam ağacının kutsallığını kökeninde eski Anadolu uygarlıklarında önemli payı vardır.

Hititlerde “Eyan Ağacı” olarak adlandırılan çam ağaçları dağlardan kesilerek süslenirdi. Kıtlık bitip de bereket geldiğinde çeşitli hediyeler asılarak süslenen çam ağacı bereket tanrısına sunulurdu.

Hitit sonrası Firig uygarlığındaki Ana Tanrıça Kibele inancına da Hititlerdeki bereket tanrısının yerini alan tanrıçaların sevgisi “Attis”’in çam ağacı altında öldüğü söylendiğinden Kibele ayinlerinde bu tür bir ağaç.

Dallarında bezler asılı olduğu halde Tapınağa getirilirdi. Bu gün yılbaşlarında çam ağacı süslenmesinin o çağlardan kalma bir alışıklık olma olasılığı yüksektir.

Frig inanç alanının tam merkezinde kalan Kütahya ilimizde yetişen Endemik “Primadial Karaçam ” Kibele kültürünün bu topraklarda yeşermesiyle bir ilişkisi olduğunu düşünmektedir.

Frig ve Antik Yunan inancında çam ağacı Aşk cinayetine kurban giden kadersiz insanları temsil eder.

Bir çeşit olan küner çamının tohumları içli pilavlarda mevlit şerbetlerinde ve bazı tatlılarda kullanılır.

İngilizcede Türk Çamı olarak adlandırılan Kızılçam Antalya ve Muğla’ya özgüdür. Ege ve Akdeniz’in o meşhur Çam balını kaynağı budur.

Çam ağacı kozalağı Anti çağ sağlık Tanrısı “Asklepios”’un sembollerinden biridir.

Ayrıca Çam reçinesi ayak ve deri çatlaklarına merhem gibi sürülerek iyileştirilmesinde kullanılır.

Muğla yöresinde kurşunla yaralanan domuzların yaralarına kızılçam reçinesine sürterek iyileştirdikleri gözlenmiştir.

Denizli dolaylarında siğile sürüldükten sonra kırılan çam dalından çıkan reçine dua ile sürülerek bu dal bir taşın altına konulur. Bu büyü ile siğilin geçeceğine inanılır.

Türk kırmızısı da Türk çamı olarak bilinen Kızılçamdan elde edilir.

TÜRKE YAKIŞAN DA BU KIRMIZIDIR.