• 29 Mayıs 2012, Salı

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÖZELLİKLERİ

Çocuklar, geleceğe gönderdiğimiz ve asla göremeyeceğimiz mesajlardır. Bu cümlede de anlatıldığı gibi biz büyükler çocuklarla geleceğe mesajlar yazarız. Özellikle anne ve babalar bu işi yapar. Nasıl mı? Aslında anne ve babalar da birer yazardır. Zorken düşündüklerimiz, duygularımız hep yazdıklarımızı etkiler. Anne ve babalar da çocukları için düşündükleriyle, çocuklarına karşı duygularıyla, davranışlarıyla çocuklarının kişiliklerinin şekillenmesini sağladıkları için çocuklarının gelecekteki hayatlarını yazarlar. 

Anne ve babalar çocuklarına en doğru şekilde davranmak ve çocuklarının gelişimine katkıda bulunmak isterler. Ancak anne ve babanın davranışları ve çocukları için yaptıkları her zaman doğru ve iyi olmayabilir. Her anne ve babanın doğruları birbirinden farklı olduğundan çocuklarına karşı tutum ve davranışları da birbirinden farklıdır. Çocuğun kişiliğinin temel taşlarının oluştuğu okul öncesi dönemde ailenin çocuğa karşı olan tutum ve davranışları çok büyük önem taşımaktadır.

Anne-babanın çocuklarına karşı tutumlarının sağlıklı olabilmesi, anne ve babanın kendiyle barışık, dengeli, huzurlu ve birbirlerine karşı sevgili ve saygılı olmalarına bağlıdır.

Anne ve baba tutumlarını 8 başlıkta toplayabiliriz;

1- Otoriter Anne-Baba Tutumu
2- Serbest Anne-Baba Tutumu
3- İlgisiz ve Kayıtsız Anne-Baba Tutumu
4- Dengesiz ve Kararsız Anne-Baba Tutumu
5- Aşırı Koruyucu Anne-Baba Tutumu
6- Reddedici Anne-Baba Tutumu
7- Mükemmeliyetçi Anne-Baba Tutumu
8- Güven Verici, Destekleyici Anne-Baba Tutumu
   
Bu hafta sizlere Otoriter Anne-Baba Tutumunu anlatacağım.

Otoriter Tutum: Bu tutuma sahip anne ve babalar çocuğun yaptığı olumlu ya da olumsuz tüm işleri eleştirirler, çocuğa uymak zorunda olduğu kurallar koyarlar, çocuğun hemen hemen her davranışını yasaklarlar, çocuğun her işine karışırlar. Evde çok sıkı bir disiplin anlayışı vardır.

Söz hakkı büyüklere genellikle de babaya aittir. Çocuğun düşünceleri, ihtiyaçları, beğenileri dikkate alınmaz. Çocuğa söz hakkı verilmez. Çocuğun davranışları katı standartlarla değerlendirilir, hata ve yanlış yapma hakkı yoktur. Çocuk hata yaparsa mutlaka cezalandırılması gerekir mantığı vardır. Çocuktan kurallara sorgulamadan uyması beklenir, evde her şey kurallara bağlıdır.

Çocuk anne, baba korkusundan ve hata yaparım endişesinden dolayı uysal görünmeye çalışır.

Ancak çocuk içten içe anne ve babasına kızar. Fırsat bulduğunda anne ve babasına karşı çıkar.

Ancak gücü yetmediği ve korktuğu durumlarda ise çevresindeki insanlara özellikle kardeşlerine ve arkadaşlarına yönelir. Bu çocuklar kendi ailelerinden sevgi görmedikleri için çevrelerine, arkadaşlarına ve kardeşlerine de sevgi gösteremezler.

Sürekli baskı ve şiddet ortamında yetişen çocuk büyüdüğünde saldırgan ve asosyal bir birey olarak toplumda yerlerini alırlar. Bu çocuklar daha sonra karşılaştığı sıkıntılar karşısında dayanıksız olurlar. Hata yapan kişileri affetmeyi bilmezler, hoşgörülü olamazlar, hata yapanlar cezalandırılmalıdır mantığına olurlar. Yardım duygusundan uzak, sinirli, inatçı, hırçın, uyumsuz olurlar. Silik, çekingen, küskün, kendinden baskın olana boyun eğen ancak kendini güçlü hissettiği ortamda geri adım atmayan, saldırgan bir kişiliğe sahip olurlar.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.