Gazeteci Atilla Dağıstanlı, "Aydın kaynıyor Aydın'ın her tarafı çürümüş, kokuyor. Niye partiden bir müfettiş buraya gelip araştırma yapmıyor. Disiplin kurulunda avukat arkadaş varken Süha Bayırlı'nın ne işi var disiplin kurulu başkanlığında?" dedi.

Gazeteci Atilla Dağıstanlı, tvDEN ekranlarında hafta içi her gün izleyiciyle buluşan Gazetecİ Emin Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Emin Aydın’la Baş Başa programının konuğu oldu. Dağıstanlı, Aydın'daki delege sistemine eleştirilerde bulunarak 400 delegeden 300'ünün belediyelerde çalıştığını ifade etti.

"AYDIN'DA 400 DELEGEDEN

300'Ü BELEDİYEDE ÇALIŞIYOR"

Barış Altıntaş'ın kendisine yönelik dedikodu yaptığını belirten Dağıstanlı, "Delegeye hakim olursan siyasi geleceğini, o delegelere ödünler vererek, şirin gözükerek, yutkunarak siyasi geleceğini devam ettirirsin. Ben CHP'de delegeyle ilgili bir yazı yazdım, sosyal medyada paylaştım. Hatırladığım kadarıyla CHP'nin Aydın'da 400 delegesi var, bu 400 delegenin 300 küsuru belediyede çalışıyor. Her iki belediyede çalışıyor öyle diyeyim. Yani bir delegelik sistemi kurulmuş. Ben bunu yazdım, Barış Altıntaş, annesini, kayınvalidesini ve kızım gibi sevdiğim Merve'yi delegeye yazdırmış. Ben de yazdım, CHP'nin içerisinde bir aileden 3 kişinin, 6 kişinin delege olarak çıkması uygun mu dedim. Baktım sosyal medyada Barış bir şey paylaşmış, 'Atilla Dağıstanlı, benim hakkımda istediğini yazabilirsin ama aileme dokunma, sen benden para istedin, vermedim döndün.’ O son yazdığı çok ağrıma gitti. Paylaşımın altına yazdım, Barış Altıntaş, ben birinci satırda görevimi yaptım dedim. Sen daha dünyada yokken ben bu partinin içindeydim. Şimdi altı boş, kafası boş olunca inanın bir şey üretemiyorsa dedikodu üretip çamur atacak. Siyaset yapacaksa adam gibi yapsın, kimseye çamur atmasın. Belediye başkan yardımcılığı yapmış, partiye gelip gitmiş ben kendisine yakıştıramıyorum. Bu tür mahalle dedikodularını yapmalarını yakıştıramıyorum. İşte bu güveni azaltıyor." diye konuştu.

"ERGÜN POYRAZ DEVREYE GİRSEYDİ

DAHA BÜYÜK BİR FELAKET ORTAYA ÇIKARDI"

Süha Bayırlı hakkında da konuşan Dağıstanlı, "Süha Bayırlı, buraya nasıl gelecek? Buraya geldiğinde tek bir soru soracağım ona. Süha, Aydınspor 1923'ün bütçesinden boşandığın karına aldığın mobilyanı İzmir Göztepe'deki evine gönderdiğin zaman vicdan azabı çektin mi ? O kulübü yaşatmak için insanlar cebinden para verirken sen hangi mantıkla, hangi insanlıkla o kulübün kasasından 13 milyon 450 bin lirayı harcıyorsun. Süha buraya gelmez. Süha ne yapar, oturduğu yerden arkandan laf atar. Ergün Poyraz'a gelelim. Ergün Poyraz Özlem Hanımın yanına gitmiş ve demiş ki, Sayın başkanım ben CHP Aydın İl Başkanı olmak istiyorum demiş. Özlem Hanım da sözde buna olabilir senden iyisini mi bulacağız demiş. Ergün kendini il başkanı olarak gördü mü görmedi mi bilmiyorum, makamdan çıkmış Özlem Hanım Metin Lütfü Baydar'ı aramış. Hocam bu adam geldi benden il başkanlığı istedi, ben buna evet dersem AKP bana operasyon yapar demiş. Sen bu işi hallet demiş. Ergün Poyraz'ın Metin Hocaya gıcık olmasının, ona sürekli FETÖ'cü, kripto FETÖ'cü demesinin altında yatan olay bu. Aslına bakarsanız Özlem Hanım CHP'yi bir felaketten kurtarmış. Ergün Poyraz'ı soksaydı devreye ortaya daha büyük bir felaket çıkardı" dedi.

"AYDIN'IN HER TARAFI ÇÜRÜMÜŞ KOKUYOR"

Süha Bayırlı'nın disiplin kurulunda olmasını eleştiren Dağıstanlı, "Bir zamanlar CHP'yi kapatalım, vakıf yapalım diyen şimdiki örgütten sorumlu genel başkan yardımcısı Oğuz Kağan Salıcı bey ne yapacak merak ediyorum. Aydın kaynıyor kardeşim, Aydın'ın her tarafı çürümüş kokuyor. Niye partiden bir müfettiş buraya gelip araştırma yapmıyor. Disiplin kurulunda avukat arkadaş varken Süha Bayırlı'nın ne işi var Disiplin Kurulu Başkanlığında" diye konuştu.

ÖZLEM HANIM ÇOK GÜZEL FARE ATIYOR ORTAYA

Dağsıtanlı," Hep Özlem Hanımın üzerine gidiyoruz ama Bülent Tezcan'ın hiç suçu yok mu, Süleyman Bülbül'ün yok mu, Hüseyin Yıldız'ın ve Metin Lütfü Baydar'ın hiç suçu yok mu ? Var. Onlarda kendi siyasi ikballeri için Özlem Hanımın yaptıklarını görmezden geliyorlar demek ki. Her şeyin bir bedeli vardır. Yaptığımız her şeyin iyi ya da kötü bedelini öderiz. Özlem Hanım, bunu göze almış takdir etmemek mümkün değil. Bana göre, kişisel gelişimde, toplumsal yönetimlerde Özlem Hanım çok güzel fare atıyor ortaya. Herkesin beklediği fareyi ortaya atıyor. O eğitimli kedilerde meydana çıkıyor. Eğitim dediğin bilimsel eğitim değil, çıkarları üzerine eğitim. İnsanları kullanmanın çeşitli yolları vardır. Özlem Hanım, bana göre bunların en yüksek düzeyine gelmiş" ifadelerini kullandı. (AYHAN BOĞATARAN)