26 Nisan 2024, Cuma

ADD Çine: Yaşasın Atatürk Cumhuriyeti

29 Ekim 2018, Pazartesi 12:43

     


Atatürkçü Düşünce Derneği Çine Şubesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısı ile yapmış olduğu basın açıklamasında "Yaşasın Atatürk Cumhuriyeti" denildi. 

 

ADD Çine Şubesi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısı ile yapmış olduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: Türkiye Cumhuriyeti, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün liderliğinde emperyalizmin yenilgiye uğratılmasının sonucu olarak kurulmuştur. Kısaca ne oldu? Türk Milleti, yok edilmek ve anayurdundan sürülmek istendi. Sevr anlaşmasıyla vatanımız parçalanacaktı. İstanbul’daki Osmanlı Yönetimi emperyal güçlere teslim olmuştu. Türk Milleti’ni esarete mahkûm etmeye çalışanlara karşı hiçbir müdahalede bulunamamıştı. Devlet sistemi çökmüş, “hasta adam” projesi uygulamaya konulmuştu.

 

"KEŞKE YUNAN KAZANSAYSI" DİYEBİLECEK KADAR..."

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışıyla: Milli uyanış süreci başladı. Milli Kongreler toplandı. Heyet-i Temsiliye oluşturuldu. Milli Mücadele’nin stratejisi hazırlandı. Türk Milleti, Atatürk’ün Başkomutanlığında bağımsızlık savaşı başlattı. Türk Kurtuluş Savaşı, emperyalizme karşı büyük zaferle sonuçlandı. Bu yönüyle Kurtuluş Savaşı tüm mazlum uluslara örnek oldu. Ulusal ve uluslararası alanda Türk Kurtuluş Savaşı, “bir ulusun yeniden dirilişi” olarak kabul edildi. Ancak, ne acıdır ki, yıllar sonra “Kurtuluş Savaşı olmamıştır” diyebilen zavallılar çıkabilmiş; “Keşke Yunan kazansaydı” diyebilecek kadar milli, insani ve vicdani hislerden uzak, hezeyan sahibi şarlatanlar maalesef siyasetin gözdesi haline gelebilmiştir. Oysa, tarih bir bilimdir ve gerçekler asla karanlıkta değildir. Türk ve dünya tarihi açıktır. Milli olmaktan her fırsatta söz edenlerin, öncelikle, Milli Kurtuluş Savaşımıza ve Türkiye’nin tapusu Lozan’a saygı duymaları bir zorunluluktur. Cumhuriyetimizin temeli, Milli Mücadele Kongrelerine ve Kurtuluş Savaşı’na dayanmaktadır. 23 Nisan 1920’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kurduğu, TBMM ile “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” diyerek, yeni devletin niteliklerine ve özellikle de laikliğe işaret etmiştir. Egemenliğin millete verilmesi, yani, kulların birey ve yurttaş olarak kabul edilmesi, kadın erkek eşitliği için düzenlemeler yapılması, laik ve demokratik rejimin net göstergesidir. Demokrasinin olmazsa olmazı laikliktir. Seçimlerin yapılıyor olması, halkın oy kullanması demokrasinin olduğu anlamına gelmemektedir. Oy verme işlemi, demokrasi için tek başına geçerli bir ölçüt değildir.

 

"AÇIK VE GİZLİ SALDIRILAR BAŞLAMIŞTIR"

95. yılı dolayısıyla toplumumuzun tüm kesimlerini bir kez daha, Laiklik konusunda duyarlı olmaya çağırıyoruz. Ülkemizde yaşanan, Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın katledilmesi olayı; demokratik ve laik rejimin değerini anlamamız için ciddiye alınması gereken bir durumdur. Bugün, Orta Doğu ve İslam Dünyası’nın yaşadığı sorunların biraz daha uzağındaysak; insan haklarından, hukukun üstünlüğünden ve demokrasiden tüm eksikliklere rağmen söz edebiliyorsak; Atatürk Devrimine, Cumhuriyete çok şey borçlu olduğumuzu kamuoyumuza bir kez daha hatırlatırız. 29 Ekim 1923’de Cumhuriyetimiz ilan edildiğinde; toplumumuzda umut ve heyecan vardı. Çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma ve hatta üzerine çıkma hedefine inanılmıştı. Ekonomik ve siyasi tam bağımsızlık ciddiye alınmaktaydı. “On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan” dizesi, Cumhuriyet Devrimi’nin yarattığı büyük heyecanın ve değişimin açık ifadesidir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bedenen aramızdan ayrılışından sonra, bilhassa, çok partili siyasi yaşamla birlikte, Cumhuriyet Devrimine, açık ve gizli saldırılar başlamıştır. Cumhuriyete saldırılarda algı operasyonları, kullanılan başlıca yöntemlerden olmuştur. “İleri demokrasi ve daha fazla özgürlük” sözleriyle, “dünya ile entegre oluyoruz” sloganıyla yürütülen algı operasyonları, toplumumuzu yanıltmış; Türkiye Cumhuriyeti önce siyasi ve hemen ardından ekonomik bağımsızlığını kaybetmiştir. Cumhuriyetin kuruluşunda vazgeçilmez hedef olarak konulan siyasi ve ekonomik bağımsızlığın yitirilmesi, bir emperyal projedir ve yerli işbirlikçilerin eliyle uygulanmıştır. Bu şekilde, Türkiye Cumhuriyeti dönüştürülmüş, rotasından saptırılmış, başkalaştırılmış, milletimiz fay hatları arasına sıkıştırılmıştır. Toplumsal huzur ve barış tehlikeye atılmış, yönetim tekilleştirilmiştir. Öyle ki, Cumhuriyet Devrimi fikrini gelecek nesillere aşılamak üzere yazılmış olan Andımız, akılla izahı mümkün olmayan, gerçeklerle asla örtüşmeyen bahanelerle siyasi iktidarca yasaklanmıştır. Danıştay’ın yasağı kaldırması üzerine de siyasi iktidar mensupları, yargıyı hedef alan kabul edilemez açıklamalarda bulunmuşlardır. Andımız, içeriği ve temelleri itibariyle kırmızı çizgimiz olmaya devam edecektir. Andımız’a karşı çıkanlar özünde ulus devlete karşıdırlar. Türklük ve ulusallıktan rahatsız ve ümmetçidirler. Açıktan yıkım çabalarına rağmen, Cumhuriyet Devrimi toplumun derinliklerine nüfus etmiştir. Çünkü, Cumhuriyet Atatürk’le bütünleşen Türk Milleti’nin kendi eseridir. Yıkılması ve yolundan daha fazla saptırılması artık mümkün olamayacaktır. Dünya siyasi tarihinin en düşündürücü, en tartışmalı, en hukuksuz referandumu, hiç şüphesiz ki 17 Nisan 2016 halk oylamasıdır. Tüm siyasi baskılara ve dayatmalara inat, Türk Milleti, % 50 ‘nin üzerinde bir oranla rejimin değiştirilmesine, başkalaştırılmasına karşı çıkmıştır. Yani, millet kendi eserini sahiplenmiştir. Bu durum, umutlu olmamızın bir başka nedenidir. 95 yaşındaki Cumhuriyet; büyük sıkıntılar atlatmış, ciddi sorunların üstesinden gelebilmiştir. Yakın zamandaki en büyük badire, 15 Temmuz 2016 kalkışmasıdır... “ Ne istediler de vermedik” diyen zihniyetin; laik-demokratik ve hukukun üstünlüğüne dayalı parlamenter, çoğulcu rejimin ne kadar büyük bir nimet olduğunu başka badirelere gerek kalmadan, anlamasını, ısrarla ümit etmekteyiz. Çünkü, insan, doğası gereği gelişmelere, değişmelere açık ve akılla hareket edebilen bir canlıdır. Bilimin ulaştığı seviye, teknolojik ilerlemeler ve akıl çağında olmamız ısrarlı beklentimizin sebeplerindendir. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir”; Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olmaktan bir an önce kurtarılmalıdır. Siyasi otoritenin bunun gereğini yapmadığı, yapmak istemediği gayet açıktır.

 

"YENİ FETÖ'LERİN ÇIKMASINA ENGEL OLUN"

Atatürkçü Düşünce Derneği, Genel Merkez Yönetim Kurulu ve tüm şubeleriyle, Atatürk’e gönül vermiş milyonlarca yurttaşımızla; ülkemizi bu sarmaldan kurtarmak için demokratik haklarını sonuna kadar kullanacak, yasalar çerçevesinde mücadele etmekten asla çekinmeyecektir. Siyasi iktidarı, Cumhuriyetimizin ilanının 95. yıldönümünde tekrar tekrar uyarıyoruz: FETÖ’nün ortaya nasıl çıktığını, nasıl kadrolaştığını, devleti nasıl ele geçirdiğini ve yaşananları unutmayın. Başka bir tarikat ya da cemaatin, zaaflarınızdan yararlanmasına asla izin vermeyin. Yeni FETÖ’lerin çıkmasına engel olun. Yaşadıklarınızdan ders çıkarın. Eğitimi, yurtları ve kursları laik ve sosyal hukuk devleti olmanın bir gereği olarak, derhal tarikat ve cemaatlerden alın ve devlet kontrolünü sağlayın. Tevhidi Tedrisatı bütünüyle uygulayın. Birbirini anlayamayan nesiller yetiştirmenin önüne geçin. Osmanlı’nın akıbetine uğramamak için, laik ve bilimsel eğitimi kabullenin. Yargı bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü inşa edin. Adalete güveni temin edin. İktidarın talimatıyla çalışan yargı sistemini hemen değiştirin. Yargıya baskıdan vazgeçin. Rahip Brunson olayının ve izahı mümkün olmayan diğer sözde hukuki işlemlerin ülkemizin itibarını zedelediğini görün. Aklın ve bilimin yolunu, yani, Atatürkçü Düşünce Sistemi’ni rehber edinin. Emperyalizm, “hasta adam” projesiyle Osmanlı Devleti’ni yıktı. Fakat, Türk Milletini yok edemedi. Bunu Atatürk’e ve Atatürk’e inanan milletimize borçluyuz. Bazı borçlar ödenemeyecek manevi değerdedir. Maneviyat ve millilikten söz ederken, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını, İstanbul’daki havaalanı açılışıyla geçiştirmek tezat oluşturmaktadır. Cumhuriyet Bayramına, Cumhuriyet coşkusuna ve Cumhuriyet Devrimi kazanımlarına saygı duymayanların, sahiplenmeyenlerin ne kadar milli olabileceği tartışmalıdır. Siyasi iktidar ne yaparsa yapsın, Cumhuriyetimizi milyonlarla tek yürek olup kutlayacağız.

 

"YAŞASIN ATATÜRK CUMHURİYETİ"

Cumhuriyetimiz, Atatürk Cumhuriyeti 95 yaşında. Milletin eseri, milletin gururu Cumhuriyet; laik, demokratik, sosyal hukuk ve üniter devlet özellikleriyle sonsuza kadar yaşayacak, yaşatılacaktır. Kökleri, Milli Kongrelere ve Milli Mücadeleye dayanan; Cumhuriyet Devrimini savunmayı, korumayı ve geliştirmeyi görev bilen; bu uğurda kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy başta olmak üzere nice şehitler veren, Atatürkçü Düşünce Derneği, Cumhuriyetimizi yaşatmanın güvencesidir. Her kim ki Cumhuriyeti, Atatürk’ü, Cumhuriyetin Kurucularını ve Cumhuriyeti var eden Türk Milleti’nin Kurtuluş Savaşı’nı inkâr ediyor ve çağdaş kazanımlara saldırıyorsa bilinmelidir ki emperyalist iş birlikçidir. İlan ediyoruz. Yaşaın Atatürk cumhuriyeti. (GÜLSER BAŞKURT)







 
Son Eklenen Haberler