
57 yıldır kalemi elinden düşürmeyen, okuyan, okutan, her mezuniyetinde aynı telaşı yaşayan Sevim Tekin, zorlu eğitim yaşamını anlattı. 64 yaşında üçüncü üniversitesini tamamlayan Tekin, bugüne kadar mezun ettiği öğrencilerle aynı sırada okumaktan gurur duyduğunu, eğitimin bir gelişim aracı olduğunu vurguladı. Gençlere nasihatte de bulunan Tekin, "Ben okula giderken hiç beyaz sayfalı bir defterim olmadı. Babam kullandığımız defterleri siler, temizler ve biz yeniden kullanırdık. Gençliğimiz elindeki beyaz sayfaların kıymetini bilmeli, okumalı, okutmalı ve bilgiyi paylaşmalı." dedi.
(FOTO GALERİ İÇİN FOTOĞRAFIN ÜZERİNİ TIKLAYINIZ)
Sultanhisar'da dar gelirli Ömer ve Zehra Akkoyun çiftinin 5 çocuğundan birisi olan Sevim Tekin, 64 yıllık yaşamına 3 üniversite sığdırdı. Okumaktan ve okutmaktan asla vazgeçmedi, örnek oldu. Sınıf öğretmenliği ile başladığı görevine resim öğretmeni olarak devam etti, uzun yıllar Sultanhisar ve Çine'de görev yaptı, 2016'da emekli oldu. Eğitim hayatı bunla da bitmedi; ADÜ Psikoljik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü'nden bu yıl mezun oldu. Yıllarca okuttuğu öğrencileriyle aynı sırada okudu, aynı mezuniyet coşkusunu yaşadı. 57 yıldır süren eğitim aşkını, inatla gelişim ve değişim vurgusuyla anlatan Sevim Tekin'le yaptığımız sohbetin detayları;
Sevim Tekin kimdir?
1955 Sultanhisar doğumluyum. Demirhan Köyün'de dar gelirli bir ailenin 5 çocuğundan birisiyim. Babam Ömer Akkoyun emekli işçi, annem Zehra Akkoyun ev hanımıydı. Babam 4 kardeşi güçlüklerle okuttu, bir kardeşimiz de el sanatlarıyla ilgilenmeyi tercih etti. Çocukluğum Nazilli'de geçti. İlk ve Ortaokul'u Nazilli'de, liseyi de Kütahya Yatılı Kız İlk Öğretmen Okulunda tamamladım. 1983'te Devlet Hastanesi'nde Diş Hekimi olan eşim Müfit Tekin'le tanıştım. 28 yaşında evlendim. Bir hayat kurduk, çocuklarımızla mutlu bir yuvam oldu, onun inanılmaz bir desteğini gördüm. Melis Tekin Akçın (evli - 33) ve Gizem Tekin (30) adında iki kızımız var.
ÇOCUKLUĞUMU YAŞAYAMADIM
Yaşamınızı anlatır mısınız?
Ben çocukluğumu hiç yaşayamadım. Erken yaşta aileme destek olmak amacıyla el işleri yaptım, öğretmenlerime götürdüm, satışını yapmalarını istedim. O zaman 9 yaşındaydım. Ortaokul'da bir Türkçe öğretmenim vardı. Onun desteğiyle maddi sıkıntılarımız aşmaya çalıştım. Bir gün babamı çağırdı okula ve şöyle dedi; " Ömer efendi, yamalı ceketle gezeceksin ama bu kızı okutacaksın." Okumak çok güzel, ailemin desteği hep oldu ancak imkansızlıklar vardı. Ortaokula başladığımda evimiz yandı, talihsizlikler hiç peşimizi bırakmıyor gibi hissediyordum. Biraz ailye destek olmak için yatılı okuyla geçtim. 1975'te öğrenimimi tamamladım. Bir köy okulunda 18 yaşında öğretmen oldum, 5 yıl görev aldım. 5 çocuğumu öğretmen yapmanın gururun yaşadım.
EĞİTİM HAYATINDAN DETAYLAR
Eğitim hayatınızdan detaylar anlatır mısınız?
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesini kazandım. Eğitim Enstitüsü sınavlarına da girdim, her ikisini de kazandım. Bir fırsat yakaladım ve aynı anda iki üniversiteye gidebilme imkanı buldum. Fakat öğrenci olayları 80'lerde fazla olduğu için o tahsilimi yarıda bıraktım. Bu benim hayatımdaki bir zincirin kırılışıydı, çok istiyordum. Çünkü Psikolojik Danışmanlık Bölümünü okumayı çok istiyordum, yarıda kaldı ama hayat devam etti. Ben de kazandığım diğer bölüm Eğitim Enstitüsüne devam ettim, bitirdim ve hemen sonrasında Sultanhisar Yasemin Lütfiye Lisesi'nde göreve başladım. Ben ilkokul öğretmenliği okurken ikinci okulumu da gece okudum. Hem okuttum hem de okudum. elimden kalemim hiç düşmedi. 57 yıldır okuyorum, okutuyorum. Öğrenciliği, okulu, yeni şeyler öğrenmeyi çok seviyorum. 64 yaşındayım, yine mezun oldum ve yine telaş sardı beni.
ZOR ZAMANLAR YAŞADIM
Zor geçen zamanlar var mıydı?
Ben eğitim öğretimim boyunca çok zor zamanlar yaşadım. Ailemin dar gelirli oluşu eğitim hayatımda olumsuzlukları da getirdi. Babam eğitim öğretim dönemi bittiğinde kullandığımız defterleri toplar, tertemiz silerdi. Biz o defterlerle yeni döneme başlardık. Okul hayatım boyunca benim hiç beyaz sayfam olmadı. Onun için hayatta beyaz sayfa benim için çok kıymetli, değerlidir. Hatta bazı arkadaşlarımız defterlerinin kenarına renkli kalemlerle süs yaparlardı, biz yapamazdık. Babam silemezdi. Ben ne yeni kitap ne de yeni bir defter kullandım. Ama ne değişti; aynı satırları okuduk, aynı bilgileri yazdık. Yılmadım, çalıştım, okudum ve vazgeçmedim. İnsanlar bir yerlere kolay gelmiyor; geçmişte olanı doğru bir şekilde anlatmak ve tanıtmak lazım. Ben geçmişimle gurur duyuyorum.
HAYALİMDEN VAZGEÇMEDİM...
Eğitimden neden vazgeçmediniz?
Ben eğitim hayatıma sınıf öğretmeni olarak başladım. Eğitim Enstitüsünü bitirdim ve Resim Öğretmeni olarak devam etti. O yıllarda enstitü çıkışlılara 4 yıllık fakülte diploması almak için fırsat tanındı. Bir yıllık bir açığım vardı; bunu da Anadolu Üniversitesinde tamamladım ve akademi diplomamı da aldım. Öğrenci affı geldi ama okuyamadım. Yine de Ankara Üniversitesi'ne Yönetim Bilimlerine kaydımı yaptırdım. Hayalim Psikolojik Danışmanlık Bölümünü okumaktı, öğrenci olayları okula gitmeme engel oldu, kaydım silindi. Ben de lise öğretmenliğine devam ettim. Sonra ben Çine'nin Tekeler köyüne tayin oldum, 14 öğrencisi vardı. Orada her derse girdim. 9 ay sonra okul kapandı, sonra merkezde İmam Hatip Lisesi'nde çalıştım. 93'e kadar farklı liselerde çalıştım ve Mehmet Tuncer Anadolu Lisesi'ne geçtim. Bu süreçte İngilizce'm yoktu, ders aldım, öğrendim. Burada hem sanat eğitmenliği yaptım farklı kadrolarda da emekliliğe kadar çalıştım. 2011 yılında Hacettepe'de Kalp ve Damar Hastalıklarından ameliyat oldum. İstirahat ederken 80 mağdurları için son af diye bir haber gördüm, inanılmaz sevindim, heyecanlandım. Ankara Üniversitesine gittim, sessizce kaydımı yaptırdım. O zamanki bölümünü PDR ile eşleştirmişler. Sonra rektöre gittim, Çine'de çalışıımı, müdürbaş yardımcısı olduğumu ve bu okulu okumak istediğimi söyledim. N'apalım diye sordum. Çabalar uğraşlar derken ben ADÜ'de PDR bölümüne başladım, bu yıl da mezun oldum. Okumak ve fayda sağlamak bitmedi. Gençlik danışma merkezi gibi bir projede yer alarak hizmet etmek istiyorum. Aileme daha fazla zaman ayırma gayretindeyim.
EĞİTİM İNSANIN DOĞUMUYLA BAŞLAR
Eğitim felsefeniz nedir?
Eğitim felsefem; eğitim insanın doğumuyla başlar. Eğitimde felsefem şu; İnsanın bir hedefi olmalı, ulaşmak için de çalışmalı. Engeller çıkabilir ama kararlı olmalısınız. kararlıysanız sizi kimse yıkamaz, başarırsınız model olursunuz. Öğrenmek önemli ama eğitim şart. Eğitim öğretimi de içine alır. Disiplinli olmak öğrenmenin yarısıdır.
UNUTULMAYANLAR
Öğrencilerinizle ilgili unutamadığınız bir anı?
İstanbul,'da denizcilik yapan bir kız öğrencimle diyaloğum olmuştu. Fatoş Demirören isimle öğrencimle yağlıboya çalışması yapıyoruz, bu da yapamamış yanına oturdum. Öğrenmesi için elime bakması lazım, artık kızdım heralde ki kafamı kaldırıp göz göze geldiğimde " Öğretmenim bana ne kadar kızsanız da ben sizi çok seviyorum" dedi. Benim aklımda kalan bir anıdır. (AYŞE YILMAZ)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.