Aydın’ın Çine ilçesinde yaşayan Hasan İmece, 15 yaşında adım attığı fırıncılık mesleğinde 24 yılı geride bıraktı. Her gün taş fırının başında pişen ekmekler, onun yıllara dayanan emeğini ve ustalığını taşıyor.
Hasan İmece, daha çocuk yaşta başladığı fırıncılık mesleğini bugün 39 yaşında usta olarak sürdürüyor. Henüz 15 yaşındayken ekmek parası için ateşin başına geçen İmece, aradan geçen 24 yılda mesleğin hem zorluklarına hem de inceliklerine tanıklık etti.
Fırında çalışmanın emek istediğini belirten İmece, “Fırında çalışmak gerçekten çok zor. Hele ki yaz sıcağında, 200 dereceyi bulan taş fırının başında durmak neredeyse imkânsız gibi. Ama yıllar içinde bu sıcağa da, gece uykusuzluklarına da alıştık.” dedi.
EKMEĞİN HİKÂYESİ SABAH EZANIYLA BAŞLIYOR
Bir ekmeğin sofraya gelene kadar geçirdiği yolculuğun göründüğünden çok daha zahmetli olduğunu vurgulayan Usta İmece, “Gece yarısı hamur yoğrulmaya başlanır. Mayası tutacak, dinlenecek. Her fırının bir sırrı vardır, her usta kendi el lezzetini katar. Sonra hamura şekil verilir, fırına girer. O fırının dili vardır; bazen bir saniye bile fark eder. Ekmeği yakmadan pişirmek ustalık ister.” diyerek mesleğin püf noktalarını paylaştı.
Çine’de sabah sofralarına ulaşan ekmekler, yüksek sıcaklıkta ve gece başlayan zorlu mesailerle, büyük bir emek ve disiplinli çalışmanın ürünü olarak üretiliyor. İmece, bu sürecin sadece hamur yoğurmakla sınırlı olmadığını belirtti ve “Fırıncılık, sabır, dikkat ve özveri gerektiren bir meslek. Her çıkan ekmek, emeğimizin bir parçası.” diyerek sözlerini sonlandırdı. (YUNUS TURUPÇU)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.