24 Nisan 2024, Çarşamba

GETAT yeni yerine taşındı

11 Mart 2021, Perşembe 09:57

     


Aydın Adnan Menderes Üniversitesinde dört yıl önce kurulan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi yeni yerine taşındı. Özellikle son dönemlerde hasta olunca değil hastalıktan korunmak için birçok insanın başvurduğu Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi yeni yerinde hizmet verecek. Adnan Menderes Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi Müdürü Doçent Doktor Gülnur Taşçı Bozbaş, yeni yerlerinde daha kapsamlı hizmet vereceklerini belirterek GETAT’la ilgili önemli bilgileri paylaştı. GETAT’ın hastanın yaşam konforunu desteklediğini dile getiren Bozbaş, “Hasta olup destek arayan ya da hasta olmadan bağışıklığını güçlendirmek isteyen tüm vatandaşları merkezimize bekliyoruz” dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Hasta olmamak ve fiziksel açıdan kişinin bütününü değerlendirmek için çok sayıda kişinin tercih ettiği Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT), koruyuculuğu ve kişide sağladığı fayda açısından son dönemlerde sıkça uygulanan bir yöntem oldu. Sağladığı faydalar nedeniyle çok sayıda vatandaş da Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezlerine başvurdu. Bu merkezlerden biri de dört yıl önce Adnan Menderes Üniversitesinde kuruldu. Kurulduğu günden bu yana birçok kişinin gelip fayda gördüğü merkez yoğun ilgi nedeniyle yeni yerine taşındı. Adnan Menderes Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi Müdürü Doçent Doktor Gülnur Taşçı Bozbaş, “Tamamlayıcı tıp uygulamaları yüzyıllar önceden gelen kadim öğretilerin olduğu ve daha sonradan oluşturulmuş bir takım medikal tedavilerin de işin içine katılarak geliştirildiği uygulamalardır. GETAT bildiğimiz modern tıp yaklaşımından biraz daha farklı ama onun alternatifi olan bir tedavi yaklaşımı değil. O yüzden çok kullanılan alternatif tıp terimini kullanmak istemiyoruz. Biz tamamlayıcı tıp uygulamaları yapan bir merkeziz. Bu merkezde hastaların gördüğü tedavilere ve ilaçlara destek sağlayacak belki daha az ilaç dozuyla tedavi olmasını sağlayacak bir takım uygulamalar yapıyoruz. Aynı zamanda insanlara daha hasta olmadan hastalığa giden süreçte geriye döndürüp daha sağlıklı olmalarını sağlıyoruz” dedi.

“GETAT’LA HASTANIN YAŞAM KONFORU DESTEKLENİYOR”

GETAT’ta uygulanan tedavi yöntemlerini anlatan Bozbaş, “Merkezimizde akupunktur, ozon ve biorezonans uygulamalarını aktif olarak yapıyoruz. Modern tıp yöntemlerine tamamlayıcı tıp yöntemlerini eklediğimizde hastanın sorunlarına daha kısa sürede cevap bulabiliyoruz. Hastada ikili ilaç kombinasyonuna geçmemiz gerekiyorsa bazen bunu tek ilaca düşürebiliyoruz. GETAT’la hastanın yaşam konforunu desteklemiş oluyoruz. Dört yıl içerisinde bu şekilde çok sayıda hastanın güzel hikayesine tanıklık ettim. Bu hikayelere tanık olmak bu işe daha dört elle sarılmamı sağladı” diye konuştu.

“OZONLA KRONİK HASTALIKLARIN ÖNÜNE GEÇMEK MÜMKÜN”

Uygulanan tedavilerden biri olan ozon tedavisini anlatan Bozbaş, “Ozon tedavisinin vücutta bir takım temel mekanizmalarda etkisi var. Kronik hastalıkların oluşmasında oksidatif stres ürünleri dediğimiz bazı maddelerin kanda düzeylerinin çok yükselmesi önemli bir faktör. Ozonla oksidatif stres ürünlerini yok eden bazı maddelerin kan seviyelerini yükseltip onları azaltmış oluyoruz. Kronik hastalıkların böylece önüne geçmiş oluyoruz. Onun dışında dolaşımı düzenleme etkisi var. Dolaşımı düzenleyince dokulara daha fazla kan hücresi gidiyor. Ve o dokuların kendilerini onarabilme yeteneği artmış oluyor. Bunların yanı sıra immün sistem hücrelerini destekliyor. Bağışıklıkta rol oynayan bir takım maddelerin daha düzgün ve yeterli seviyede salgılanmasını sağlıyor. Eğer ihtiyacımız olan şey bağışıklığımızı yükseltmekse ona göre bir dozlama ve tedavi uyguluyoruz. İhtiyacımız olan şey bağışıklığı baskılamaksa, aşırı çalışan bir hastalık durumu varsa ona uygun olacak şekilde tedavimizi uyguluyoruz” dedi.

Ozon tedavisinin her yaş grubuna uygulanabileceğini ifade eden Bozbaş, “Ozon tedavisi her yaş grubu için uygundur. Özellikle bakla yediğinde dokunan kişilere ozon tedavisi uygulamıyoruz. Çünkü ozonu yıkan bazı enzimler, baklayı da yıkan enzimler. Troid bezi aşırı çalışıyorsa da ozon tedavisini uygulamıyoruz. Gebelik döneminde de çok önermiyoruz” dedi.

“OZON DOĞRU DİYET VE SPORLA DESTEKLENİRSE KİLO VERMEYİ HIZLANDIRIYOR”

Ozondan çok sayıda kişinin fayda gördüğünü belirten Bozbaş, “Ozon tedavisi uyguladığımız birçok hasta ciltlerindeki değişimi ve güzelleşmeyi fark ediyor. Çünkü ozon antioksidanları arttırarak ciltteki yaşlanma ürünlerini azaltmış oluyor. Kanlanması arttığı için doku kendini daha iyi onarıyor. Böylece cilt daha canlı, parlak oluyor. Kilo vermede de ozon çok etkili. Diyet ve sporla desteklenirse kilo verme sürecini ozon hızlandırıyor. Çünkü ozonun metabolizmayı hızlandırma etkisi var. Bunlar gözle görülen değişiklikler, ozon vücut içerisinde de pek çok olumlu değişikliği sağlıyor” dedi.

“GETAT HASTA OLMADAN ÖNCE BİZE İPUÇLARI VERİYOR”

Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezine herhangi bir şikayeti olmayan kişilerin de başvurabileceğine dikkat çeken Bozbaş, “Hastalıklar buz dağının görünen yüzü gibi. Hastalıklar, buz dağının altında yıllar içerisinde oluşturduğumuz bir takım problemlerin yansıması. Beslenmeyle ilgili yanlışlar yapıyoruz. Çok sayıda toksine, elektromanyetik alana, strese maruz kalıyoruz. Bunlar hormonları ve sistemi bozuyor, sonu da hastalık oluyor. GETAT’la hastalık olmadan önceki yolda beslenme önerilerinde bulunuyor, sistemi düzeltmeye yönelik ozon tedavisi gibi uygulamaları yapıyoruz. Hastanın sıkıntısı neredeyse daha hasta olmadan bize ipuçları veriyor. O ipuçlarını yakalayıp hastayı daha sağlıklı hale getirmeyi amaçlıyoruz. Hastalığa yakalandıysa da kullandığı ilaçlara destek ne yapabileceğimize bakıyor, destekleyici yönde tedaviler uyguluyoruz” dedi.

“BESLENME VE UYKU DÜZENİNE DİKKAT”

Özellikle pandemi sürecini değerlendiren ve bu konuda vatandaşlara tavsiyelerde bulunan Bozbaş, “Pandemi sürecinde çok sayıda vatandaş zamanının çoğunu evde geçiriyor. Evde daha çok zaman geçirmek daha çok yemeyi ve daha çok uyumayı beraberinde getirdi. Uyku düzeninin bozulması ve daha çok yemek yemek gibi bazı handikaplar da bu süreçte yaşandı. Bu yüzden beslenmeye ve uyku düzenine daha çok dikkat etmeliyiz. Hareket azaldı ve stres unsurları arttı. Bu süreçte bağışıklık sisteminin daha güçlü olması lazım. Bunun için öncelikle doğal, katkı maddesiz, mevsiminde gıdalar tüketmemiz çok önemli. Yeterince ve kaliteli uyku uyumak da diğer unsurlardan biri. En geç 23.00’da uyuyup sabah gün ışığıyla uyanılan bir uyku planını öneriyoruz. Egzersiz yapılması da gerekiyor” diye konuştu.

Bozbaş, “Daha hasta olmadan hastalıklara giden yolu kırmak isteyen, tamamlayıcı tıp uygulamalarıyla destek arayan, hasta olup destek arayan ya da hasta olmadan bağışıklığını güçlendirmek isteyen tüm vatandaşları merkezimize bekliyoruz” dedi. (DUYGU DİLEK)







 
Son Eklenen Haberler