28 Mart 2024, Perşembe

Madran Dağı’nın güzellikleri büyüledi, madencilerin tahribatı üzdü

27 Mart 2023, Pazartesi 16:01

     


Çine Madran Dağı’na gezi düzenleyen Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği'nin (EKODOSD) üyeleri, “Ne yazık ki bölgede hem tarihi değerleri hem de yöredeki insanların ürünlerini saklayan kayaların patlatıldığını, brokoli görünümlü fıstık çamlarının yok edildiğini ve geriye maden faaliyetlerinin geri dönülmez tahribatlarının kaldığını gözlemledik” dedi.

Madran Dağı’nda doğal manzaraları inceleyen EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü ile dernek üyeleri, tarihi dokusu ve temiz hava deposu alanların maden firmaları tarafından zarar verilmesine üzüldüklerini belirtti.

“MADRAN DAĞLARI’NDA DA MADEN OCAKLARININ HIZLA ÇOĞALMAYA BAŞLADIĞINI GÖZLEMLEDİK”

Her hafta farklı tarihi ve doğal alanları ziyaret ettiklerini belirten Başkan Bahattin Sürücü, “Bu haftaki etkinliğimiz için, doğal ve kültürel değerler açısından adeta bir açık hava müzesi niteliğinde olan Madran Dağları’nın Çine’de kalan bölümünü profesyonel turist rehberi Hakan Bahçecioğlu’yla birlikte gezdik. Beşparmak (Latmos) Dağları’nda tespit edilen tarih öncesi kaya resimlerinin Madran Dağları’nda ki benzerlerini görmek için devasa gnays kayaların olduğu bir bölgeye gittik. Madran Dağları’nda ki resimlerin de Latmos’ta ki gibi aynı resim tekniğiyle tasvir edildiklerini, Arjantin’de Santa Cruz eyaletindeki Rio Pinturas’da bulunan Eller Mağarası’ndaki resimler gibi el şekillerinden oluştuğunu, el resimlerinden farklı olarak tek bir kadın figürünün daha olduğunu gördük. Latmos bölgesinde yayılan kaya resim kültürünün, sadece o bölgeyle kalmadığını hayli uzağında olan Madran Dağları’na kadar uzandığını anladık. Ancak bölgede henüz kapsamlı bir doğal ve kültürel değerlerin envanter araştırması yapılmadan, Latmos’ta olduğu gibi Madran Dağları’nda da maden ocaklarının hızla çoğalmaya başladığını gözlemledik” açıklamasında bulundu.

“ANADOLU KADINININ İÇTEN MİSAFİRPERVERLİĞİNİ GÖRDÜK”

İçerisinde yaşayan insanların da Madran Dağı kadar doğal olduğunun altını çizen Başkan Sürücü, “Her tarafından suların coşkuyla aktığı Madran Dağları’nın yükseltilerinden gelen suların oluşturduğu küçük şelaleleri gezdik. Tarih öncesi dönemden günümüze kadar yaşantının kesintisiz devam ettiği Madran Dağları’nda, günümüzde yaşayan yöre insanlarının da aynı kültürü sürdürdüklerini, yaptığımız sohbetlerde Anadolu kadınının içten misafirperverliğini gördük. Yağmur ve rüzgar erozyonuyla şekilden şekle giren devasa kayalıklar içindeki tahıl ambarlarını yerinde inceledik. Burada yaşayan insanların aynı geçmişte olduğu gibi, kayalara hiç zarar vermeden, doğallığını bozmadan, keren toprağıyla yaptıkları çamurla ve yöre taşlarıyla kaya sığınaklarında oluşturdukları yapıların içinde buğdaylarını, arpalarını ve kış armutlarını böcek ve kemirgenlerden koruyup sakladıklarını gördük. Ne yazık ki bölgede bu kültürün teşvik edilip geleceğe taşınması yerine, hem tarihi değerleri hem de yöredeki insanların ürünlerini saklayan kayaların patlatıldığını, brokoli görünümlü fıstık çamlarının yok edildiğini ve geriye maden faaliyetlerinin geri dönülmez tahribatlarının kaldığını gözlemledik” ifadelerini kullandı. (ERDAL AYDIN)







 
Son Eklenen Haberler