1 Mayıs 2024, Çarşamba

"Çiftçi yalnız hissediyor"

22 Mayıs 2021, Cumartesi 14:13

     


Kuraklıkla birlikte sulamada yaşanan sıkıntıları Baş Başa 'da değerlendiren İncirliova Ziraat Odası Başkanı Ali Kaykı, çiftçilerin yaşadığı sorunları anlattı. Kuraklığa karşı zorlu bir mücadele içerisinde olduklarını ifade eden Kaykı, "Kendimizi yalnız hissediyoruz. Aydın çiftçisi kuraklıkla baş başa terk edilmiş bir halde, bizim gördüğümüz bu" diye konuştu.

tvDEN ekranlarında hafta içi her gün izleyiciyle buluşan Gazetecİ Emin Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Emin Aydın’la Baş Başa programının konuğu, İncirliova Ziraat Odası Başkanı Ali Kaykı oldu. Kuraklığa karşı birlikte hareket etme önerisinde bulunan Kaykı, sorunun tüm Aydın halkını ilgilendirdiğini belirtti.

"KENDİMİZİ YALNIZ HİSSEDİYORUZ"

Kendilerini yalnız hissettiklerini söyleyen Kaykı, "2021 yılına kurak bir yıl olarak başladık. Buğdaylar çok güzeldi, yağışlar olmayınca şuanda buğday rekoltesinde ciddi bir düşüş görüyoruz. Buğday ekimi ot olarak ekildi, buğday olarak bırakılıp ama ot olarak ekilecekti. Devlet Su İşleri (DSİ) bir toplantı yaptı, yatak suyunun gittiği kadarını veririz, yetmezse barajları açarız ve su veririz dediler. Maalesef bu su verilmedi. Gelen yatak suyuna kendi imkanlarımızla pompalarla çekip kanallara döktük. Kanalları suladık. Ama bu böyle olmamalı. Baraj kapağı açılacaksa 5-10 gün neyse bunun açılması gerekiyordu. Şimdi sıkıntı başladı.2 kat su verilecek, burada 2 kat su neye yeter? Hiç bir mahsule yetmez. 2007 ve 2008 yılından beri kuraklık tehlikesi görülüyormuş, keşke o zamandan beri su olan yerlerde derin kuyularda pompalar çakılsaydı bizleri bir nevi Aydın Ovasını kurtarırdı. Yani Aydın Ovası, Türkiye'nin ciddi bir kesimi, önemli bir ihtiyacını karşılıyor bunun göz ardı edilmemesi lazım. Sulama Birliği bize taahhüt imzalatıyor, su karşılığında. Çiftçinin burada zaten beli bükülüyor, her yerden vuruluyor. Gübreden, ilaçtan, ekipmandan vurulmuş, bunlar için oturulup görüşülmesi lazım. Buradan yetkililere sesleniyorum, bizden bu yıl su parası almayın, bunun ortalama bir katı vardır, yani 2 kat veriliyorsa sadece bu iki katın parasını ödeyelim. Maliyetlerin çok yüksek oluşu çiftçinin belini büküyor. Hem size bir para ödeyeceğiz hem de çaktığımız pompaya para ödeyeceğiz yani bu çiftçi hangi birini ödeyecek. Aydın'da tarıma omuz vermezsek, çiftçi de para oldu mu esnafta da olur. Çiftçi cebinde para tutmaz, kazanmış olduğu parayı ekonomiye geri çevirir. Bu kuraklıktan dolayı çiftçi verim düşüklüğü yaşarsa 10 yıl toparlanamayız" dedi.

"2 KAT SUYLA HİÇBİR ŞEY OLMAZ"

Üretmeye devam ettiklerini ifade eden Kaykı," Bizlere, yapılacak bir şey yok deniyor. Herkes bize üye olduğu için, başkanım susuzluk ne olacak diyor. Gün gelecek gıda ve su savaşları yaşanacak, gerçekten doğru bir tespitmiş bugün onu yaşıyoruz. Pandemide gıda üretebilen bir ülke, sağlık sektörü de iyiyse yoluna devam etti. Çok şükür Türkiye'nin bu konuda hiçbir sıkıntısı olmadı. Biz üretmeye devam edeceğiz. 17 gün boyunca herkes evinde kaldı, biz evimize gidemedik. Üretimin başındayız. Su olmazsa hayat olmaz. Bügun soframıza gelen mahsüller için 2 kat suyla hiçbir şey olmaz" diye konuştu.

"KURAKLIK TÜM AYDIN'I İLGİLENDİRİYOR"

Kuraklığın tüm Aydın halkını ilgilendiren bir sorun olduğuna dikkat çeken Kaykı," Kuraklık, aşarıdan yukarıya yukarıdan aşağıya, muhtarından belediye başkanına, büyükşehir belediye başkanına hepimizi ilgilendiren bir şey. Aydın halkını ilgilendiren bir şey.Herkes bir yerden tutup bu mahsuller için sonuna kadar su teminini sağlamamız lazım. Bireysel olunca hem maliyet yükseliyor, ben suluyorum yanımdaki komşu sulayamıyor. Biz buradan Sazlıköy'e kadar kendimizi kurtardık, Söke Ovası ne yapacak? Orada suda yok. Yani bizim buralardan bir çözüm bulmamız lazım. Menderes en az 6 aydan beri boşuna akıyor, gitti denize buna bir çözüm bulmamız gerekiyor. Burada bütün imkanlarımızı kullanmamız lazım" diye konuştu.

"EN GÜZEL TASARRUF KAT BAŞINA PARA BELİRLENMESİDİR"

Kaykı," Küçük arazilerde damlama olabiliyor. Arazi büyüdükçe pamuk ve mısır gibi mahsüllerde damlama biraz daha meşakkatli oluyor. Damlama suyu olabilmesi için çok temiz su olması lazım. Barajdan o temiz sudan bizlere verebilmeleri lazım. En küçük bir pislik damlamanın memelerini tıkadığı zamanda ondan bir verim alamayız. Pamukta ve mısırda aslında çok verimli olur. Maliyet biraz fazla olur ama alacağımız rekolteye de yansıyacağına inanıyorum. Keşke bu tehlike sezildiğinde mesela geçen sene 6-7 kat su verileceğine 4 kat verip te rezerve tutsaydık bu yılı da atlatabilirdik. Bu son anda yapılacak bir şey değil. Keşke Ekim ve Kasım aylarında bu tehlike sezildiğinde toplantılar yapılsaydı, bizler hazırız çiftçiyi toplarız. En güzel tasarruf kat başına olandır. Tarlam su istediğinde vereceğim. Herkesin düşüncesi şu oluyor, nasıl olsa 6-7 kat su alıyorum buradan parasını da ödedim. Su tekrar kullanılıyor belki ama zayiatta oluyor. Kat başı olursa herkes biraz daha itinalı davranır. Çiftçi her suladığında cebinden para çıkacak diye düşünür. Bunu yapacak olan sulama birlikleridir. Kat başına para belirleyecekler, en güzel tasarruf budur" ifadelerini kullandı. (AYHAN BOĞATARAN) 







 
Son Eklenen Haberler