25 Nisan 2024, Perşembe

Düğün günü polis olduğunu öğrendi, amcasıyla aynı kaderi yaşayıp şehit oldu

21 Mart 2023, Salı 08:30
Son güncelleme: 21 Mart 2023, Salı 08:36

     


Bazı acıların tarifi yoktur. O yüreğindeki yangını kelimelerle tarif edemezsin, yutkunamazsın söyleyeceklerin orada ağırlığıyla oturur kalır. Sizleri bir babayla tanıştıracağım, o da yüreğindeki yangını kelimelerle tarif edemeyecek kadar yorgun. Bir babaya sorarsanız hayattaki en büyük acıyı ateşlenince sabaha kadar beklediğin, canı yanınca üzüldüğün, mutlu olduğunda güldüğün ‘evladını’ kaybetmekmiş der. Vedaların en ağırı da sanırım habersiz olanıdır. Bundan 1 yıl önce baba Mehmet Aygün Bingöl'de Özel Harekat Şube Müdürlüğündeki patlamada Özel Harekat Polisi olan oğlu Necati Aygün’ü şehit verdi. O günden sonra hiçbir kelime onun acısını tarif edemedi. Hayatında birçok kayıp yaşayan Mehmet Aygün, şehit oğlunu Madran Gazetesi okurlarına anlattı. ‘Çine’nin Şehitleri’ Röportajımızda ölümsüz kahramanımız Şehit Necati Aygün’e yer verdik.

 

-Mehmet Bey kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Mehmet Aygün. Karakollarda doğup büyüdüm, 61 yaşındayım. 2 evladım vardı. Birini şehit verdim. 13 yıl önce eşimi kalp krizinden dolayı kaybettim. Karakollar’daki evimde tek başıma yaşıyorum.

 

-Şehidimizin doğum yeri ve tarihi?

Oğlum Necati Aygün 1989’da Karakollar’da doğdu. İlk çocuğumdu. Doğduğu güne dair şaşkın olduğumu hatırlıyorum, nasıl söylenir heyecanlıydım. Evimin ilk neşesi oydu. Sonra bir kızım oldu. Evlatlarım için çalıştım, onların mutlu olması için elimden gelen her şeyi yaptım.

 

-Şehidimiz nasıl bir çocuktu?

Çok saygılı efendi bir insandı. Bunu kendi evladım olduğu için söyleyemiyorum onu tanıyan herkes bilir tanır nasıl bir insan olduğunu. Küçükken çok yaramazdı. Hiç unutmam pazardan aldığım bir oyuncağı mutlaka yarım saat içerisinde kırardı. Büyüdükçe sessiz sakin bir insan oldu. Kimsenin kalbini kırmazdı, kırmaya da korkardı. Bingöl’e onu ziyarete gittiğimde çalışma arkadaşları ‘Amcacım sen nasıl çocuk yetiştirdin, Necati bambaşka bir insan’ derlerdi.

 

-Oğlunuzla hiç unutamadığınız anı var mı?

(Kelimeler boğazında düğümleniyor) Onunla yaşadığımız her an özelmiş bunu şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Keşke doğumundan şehit olduğu güne kadar ki her anını kaydedip saklama imkanım olsaydı. Oğlum benim her şeyimdi. Eşimi yani annesini kaybettikten sonra içine kapandı. Benim ve arkadaşlarının destekleriyle toparladı.

 

-Şehidimiz hangi okullardan mezun oldu?

İlkokulu Karakollar’da, Ortaokulu Sevim Kalkan Ortaokulu’nda sonrasında da Çine Lisesi’nden mezun oldu. Ben yaz tatillerinde oğlum bir iş öğrensin diye Pelin Eczanesine gönderdim. Orada çok uzun bir süre çalıştı. Herkese karşı saygılı sevgili bir insandı. Polislik mesleğine bile başladığında yaz ayları geldiğinde mutlaka eczaneye uğrar yardım ederdi.

 

-Kendisi mi istemişti eczane de çalışmayı siz mi yönlendirmişsiniz?

Ben işi olsun istemiştim, yarın okumazsa eczacı kalfası olarak hayatına devam eder diye düşündüm. Kendisi de severek çalıştı. Eczane sahipleri de tanıdığımız bildiğimiz insanlardı.

 

-Nasıl bir öğrenciydi peki?

Oğlum çok süper bir öğrenciydi bence (Gülümsüyor) Gerçekten akıllıydı. Bende bir baba olarak onun hep arkasında durdum ne karar verdiyse saygı duydum.

 

ŞEHİT AMCASINI RÜYASINDA GÖRMÜŞ

-Polis olmaya nasıl karar verdi?

Benim bir polis kardeşim vardı, o da 2006’da şehit olmuştu. Amcasını rüyasında görmüş ve amcası oğluma ‘Bizim ailede tek erkek evlat sensin benim yarım kalan bu görevimi sen tamamla’ demiş. Tabi oğlum çok sonra söyledi. Oğlum 3 kere polis olmak için çaba sarf etti. 2 kere gidip başarısız oldu ama yine de pes etmedi. 3 kere denediğinde bize haber vermemişti. Benden habersiz İzmir’de polislik sınavlarına girmiş.

 

-Size niye söylemiyor?

2 kere deneyip kazanamayınca haliyle hepimiz üzüldük, 3 denemesinde de kazanmazsa yine üzüleceğiz diye kimseye haber vermeden girmiş. Bana sınava girdiğini girdikten sonra söyledi. Kazandığı haberini onun düğün günü almıştık gerçekten çok manidar oldu.

 

“OĞLUM EVLENECEĞİ GÜN POLİS OLDUĞUNU ÖĞRENDİ”

“ÇİFTE DÜĞÜN YAPTIK”

-Peki süreç nasıl oldu hem düğün hem de kazanılan bir sınav?

Bilirsiniz buralarda düğün evinde Perşembe gününde bayrak asılır biz o günün gecesi oğlumun polisliği kazandığını öğrendik. Ev tutuldu, eşyalar alındı, düğün oluyor evlenecek o günde polisliği kazandı Allah’ın işi çok sevindik. Çifte düğün yaptık. Hiç unutmuyorum biz o günün gecesi oğlumla sarılıp ağlamıştık(Duygulanıyor)

 

-Evlilik ve polislik eğitim süreci nasıl ilerledi?

Evlendikten 10 gün sonra polislik eğitimi almak için gitti. Oğlum eşini, kardeşi ve bana emanet etti. Tabi bende bu arada kızımla birlikte Kırşehir’deyim. Kızım Kırşehir’de üniversite okuyor. Gelinimizde bizimle birlikte Kırşehir’de yaşadı. Ben evlatlarımın eğitimi ve rahat yaşaması için elimden geleni yaptım. Eşimde vefat edince kızımın yanında olmak için o da beni yalnız bırakmamak için Kırşehir’de üniversite okurken yanında bulundum.

 

-Eğitim süreci bittikten sonra ilk görev yeri neresi oldu?

Eğitim süreci tamamlanınca ilk görev yeri Malatya oldu. Oğlum eşini de alarak 2 yıl boyunca Malatya’da yaşadı sonrasında Bingöl’e tayini çıktı. Doğu göreviydi, 4 yılı doldurduktan sonra doğu görevini tamamlıyordu. Oğlum 1 yıl daha Bingöl’de kalmak istediğini söylemişti. Temmuzda 4 yıllık görev süresi doluyordu ama Martta şehit düştü. Hayat işte böyle bir şey.(Duygulanıyor)

Şehit düşmeden 2 ay önce oğlumun yanındaydım, o zaman torunum 4 yaşındaydı onun doğum günlerinde hep yanlarında olurdum.

 

-Şehit düşmeden önce en son ne zaman konuşmuştunuz, ne konuşmuştunuz hatırlıyor musunuz?

Biz oğlumla her gün mutlaka görüşürdük. Hani bazı baba- oğul ilişkilerinde bu konuşma çok fazla gerçekleşmez, ama biz inanın her gün konuşurduk. Beni arayıp ‘baba ne yapıyorsun, yemeğini yedin mi’ diye sormadan duramazdı.

 

-Ne zaman olmuş peki olay?

Bana anlatıldığına göre öğlen 1’e çeyrek geçe olmuş. Ama ben haberi akşamüzeri 5’te aldım.

 

-Çine’de yanınızda kalsın, eczanede çalışsın ister miydiniz?

Ben çocuklarım ne olmak istiyorlarsa hep arkalarında durdum, destek oldum. Ama ben isterdim Çine’de kalsın, burada da bir mesleği vardı. Tek oğlumdu, gittiğini istemiyordum ama o istediği için hiçbir şekilde ona gitme demedim. O polisliği kazandığında çok sevindim gerçekten çok gurur duydum. Mesleğine çok aşıktı. Çine’de tanılan, sevilen bir çocuktu oğlum (Duygulanıyor)

 

-Şehit kardeşiniz Mercan Aygün’den de bahseder misiniz?

Kardeşimle oğlumun karakteri birbirine çok benzerdi. Duruşları, kişilikleri aynıydı, Yardımseverlerdi ikisi de polisti. 2006’da Uşak’ta akşam devriye gezerken arkadan otobüs çarpıyor, 1 hafta geçtikten sonra vefat ediyor. Oğlumda eğitim sırasında şehit oluyor, kaderleri amcasıyla aynıymış ne denebilir ki. Amcasını rüyasında görmüştü ondan o bayrağı devralıp yine onun yolunda yürüdü ve şehit oldu.

 

“OĞLUMUN MEZARINA GİDİP ONUNLA KONUŞUYORUM”

-Şehit haberini aldığınızda neler hissetmiştiniz?

Şok oldum ne söyleyebilirim ki. Ben haberi akşamüzeri aldım. Kapının zili çaldı baktım ambulans, polis otosu vardı. Benim inanın hiç aklıma gelmedi. Polis babası olduğum için ziyarete geldiklerini düşündüm. Dışarda biraz durduk ‘Amca içeri geçelim’ dediler. İçeri geçtik ‘amca Necati şehit oldu’ sonrasını hatırlamıyorum, olduğum yerde yıkılıp kalmışım (Ağlıyor)

Oğluma ne desem hayır dediğini hiç duymadım. Çok iyi bir evlattı, hiç kırmadı hep ‘Tamam baba’ derdi. Her gün mezarına ziyarete gidiyorum, biraz oturup konuşuyorum. Orada içim açılıyor. Allah kimseye evlat acısı vermesin, ama yine de gururluyum bir şehit babası olduğum için ama bir kanadım hep kırık kalacak. Ben hayatımı çocuklarıma adadım, eşim vefat ettikten sonra ikinci bir evliliği yapmayı bile düşünmedim. Çocuklarımın hayatında herhangi bir sarsıntıya yer vermesin diye.

 

-Son olarak neler söylemek istersiniz?

Bu evden 5 cenaze çıktı, yüreğim acılarına dayanmıyor. Annem genç vefat etti sonra babam, kardeşim, eşim ve oğlum. Yüreğim hangisi için yansın. Ama şunu söyleyebilirim ki bir anne ve babanın yaşayacağı en büyük acı ‘Evlat’ acısıdır. Bunu kimse unutmasın. Eğer evlatlarınız hayattaysa üzmeyin, kırmayın. Kaybetmek dünyanın en acı şeysi. (ÖZGE KAHRAMAN)







 
Son Eklenen Haberler