• 18 Nisan 2023, Salı 07:11

"Ben ona düğünler kuracaktım ama o şehit oldu"

İnsanın yaraları elbet zamanla kabuk bağlar ama her yara iz bırakır. Geçti sanırsın, ama o izi hep taşırsın. Her şeyin ilacı denilen zaman, bazı yaralarda hiç işe yaramaz. Sizleri bir babayla tanıştıracağım. Bundan 28 yıl önce çok sevdiği oğlunu bu topraklar için şehit vermiş. Onun yarası da hiçbir zaman iyileşmemiş. Çok sevdiği oğlu Erkan’ı hiç unutamamış ve yıllar sonra doğan oğluna da şehit oğlunun ismini vermiş. Yıllarca Kavşit Mahalle Muhtarlığı yapan Durmuş Ali Duran, mahalle girişine de şehit oğlunun adını taşıdığı bir park yaptırmış. Oğlunun yanına gider gibi her gün bu parka gelip bakımını yapan baba Durmuş Ali Duran, “O toprakta ama bende sanki toprak altındayım gibi yaşıyorum” diyor. ‘Çine’nin Şehitleri’ Röportajımızda ölümsüz kahramanımız ‘Erkan Duran’a’ yer verdik.

-Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Durmuş Ali Duran, 72 yaşındayım. Kavşit Mahallesi eski muhtarıyım. 15 yıl muhtarlık görevini sürdürdüm. Ben muhtarken oğlum şehit olmuştu. Muhtarlığım döneminde oğlumun adına mahallenin girişine bir şehit parkı yaptım.

-Şehidimizin doğum yeri ve tarihi?

1974 yılında Kavşit Mahallesi’nde doğdu. Askerlik görevini yaparken Mardin Ömerli’de 1995 yılında şehit oldu. Öldüğünde 21 yaşında gencecik bir delikanlıydı.

-Nasıl bir çocuktu?

Erkan benim tek erkek evladımdı. Onu bu şekilde kaybetmek çok acı (duygulanıyor) Erkan kendi halinde sessiz, sakin söz dinleyen bir çocuktu. Görseydiniz çok yakışıklı bir çocuktu (Duygulanıyor) Tek oğlum diye biraz üzerine düştüm. Onun askerlik yapacağı dönem terör olayları vardı. Oğlumu o bölgelere göndermemek için uğraş vermiştim.

“İNSAN KADERİNDEN KAÇAMIYOR”

-Ne yaptınız?

Muhtar olmam dolayısıyla herkese ulaşmam kolaydı. Siyasilerden bürokratlardan tehlikeli yerlere gitmemesi için ricacı olmuştum. Hatta dönemin kaymakamına bizzat söylemiştim o da ilgileneceğini belirtmişti. Ama sanırım olmadı. Kaymakam bey söyledi de mi olmadı yoksa söylemedi bilmiyorum. Askerlik görev yeri Mardin Ömerli’ye çıktı. Doğuda askerlik yapmasını hiç istemedim. Onu yaşaması gerekiyorsa yaşıyor.

- İnsan kaderinden kaçamıyor

İnsan hep çocukları için her şeyin iyisini istiyor. Ama ölüm bir kere yazılıyor ve ondan kaçış olmuyor. O dönemde terör olayları vardı bende oğlum için endişelenmiştim. Muhtar olamam dolayısıyla böyle bir ricada bulunmuştum. Ama insan kaderinden kaçamıyor. Ben ona düğünler yapacaktım ama şimdi hayrını yapıp ismini yaşatmaya çalışıyoruz.

-Şehidimiz hangi okullarda okumuştu?

İlkokulu Kavşit’te, liseyi de Çine’de okudu.

-Okumakla ilgili bir hayali var mıydı?

Ben hayvancılıkla uğraşıyordum. Köy yerlerinde biraz hayvanınız varsa karnınız doyuyorsa çoluk çocuk bu işi yaparsınız. Bende beraber işlerimiz yaparız diye düşünüyordum hatta askerden gelecek işlerin başına geçip evlendirip çoluk çocuğa karışacak diye hayaller kuruyordum hiçbiri gerçekleşmedi nasip değilmiş(Duygulanıyor)

-Onunla unutamadığınız bir anınız var mı?

Ailecek yaşadığımız çok kötü bir anı var. Oğluma araba sürmeyi öğretiyordum kestane bahçesine giderken direksiyonu ona verdim. Önümüzden de güneş vuruyordu oğlum o ara direksiyon hakimiyetini kaybetti araç devrildi. Eşim o kazada vefat etti. Burada tüm suç benimdi oğluma o direksiyonu vermemeliydim, acemiydi çünkü. O da kendini kötü hissetti.

YILLAR SONRA DOĞAN OĞLUNA ŞEHİT OĞLUNUN İSMİNİ VERDİ

-Şehidin ismini verdiğiniz oğlunuz ikinci evliliğinizden mi?

İlk eşim öldükten sonra ikinci evliliğimi yaptım. Yıllar sonra bir oğlum oldu şehit oğlumun ismini ona verdim hiç olmazsa ismi yaşasın diye düşündüm. Bize gerçekten moral veriyor. Görseniz o da şehit oğluma benziyor. Muhtarlığım dönemimde şehit oğlum için mahallenin girişine park yaptırdım. Gelenler dinlensin, çocuklar içinde oynasın diye. Ben fırsat buldukça gelir buranın bakımıyla ilgilenirim.

-Nasıl şehit olmuş?

14 Temmuz 1995 yılında dağda görev esnasında PKK’lıların tuzakladığı mayına basıyor ve orada şehit oluyor.

-Şehit düştüğü güne dair neler hatırlıyorsunuz?

O gün köyün su borularından bir patlamıştı, Bende onunla ilgileniyordum. Yarım metre çukurun içindeydim jandarma haberi getirdiğinde. Bana oğlun şehit oldu dediklerinde Bende o çukurun içinde kaldım yıllardır hep içimde bir çukurun içerisinde yaşıyorum (Duygulanıyor)

Biz o gün çok büyük bir darbe aldık. O toprakta ama bizde toprak altındaymış gibi yaşıyoruz bunun acısı, yükü daha başka. Şimdi onun adına hayır yapayım, adını yaşatmak için park, bahçe yapayım diye uğraşıp kalırsınız(Duygulanıyor) Oğlumu nişanlamak, düğün yapmak isterdim. Onun düğünü cenazesi oldu.

-Şehit olmadan önce en son ne zaman görüştünüz?

O zamanlar cep telefonları bu kadar çok yoktu, ev telefonları da her evde yoktu. Eskiden askerlikte mektup yazılırdı. Nasılsın, iyi misin hal hatır sorup bitirirdik muhabbeti.

-Son olarak neler söylersiniz?

Hayattaki en gerçek ve acı olan şey ölüm. Ne kadar çabalarsanız çabalayın, uğraşın ölümden kaçış maalesef olmuyor. Evlat acısıyla yaşamak çok başka bir duygu. Kalbinizin bir yer hep acıyor. İkinci oğluma Erkan ismini koydum acım hafiflesin diye ama acım dinmedi. İçerde bir yerde hep kanıyor. Hangi parmağınız keserseniz kesin hap aynı acı evlat acısı da öyle hepsinin acısı da sevgisi de aynı oluyor. (ÖZGE KAHRAMAN)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.

Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.