Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt fiyatında yaptığı düzenleme, üreticileri memnun etmedi. Hayvan üreticisi 53 yaşındaki Ahmet Sever, girdi maliyetlerinin sürekli arttığını belirterek, “Çiğ süt fiyatlarının bu şartlarda ortalama 15 lira olması lazım, yoksa hayvancılık yapan en son nesiller biz olacağız” dedi.

Aydın’ın Çine İlçesi Kuruköy Mahallesi’nde hayvancılık yapan Ahmet Sever, açıklanan 11 lira 50 kuruşluk çiğ süt fiyatının yetersiz olduğunu belirterek, süt fiyatlarının artırıldı haberleri ile hemen yem fiyatlarına da zam yapıldığını ifade etti.

Maliyetlerin artmasından dolayı dert yanan 30 senedir süt hayvancılığı yapan Sever, “Hayvancılıkla hayatıma devam ediyorum ama bazı sıkıntılarımız var. Ne yazık ki girdilerimiz çıktılarımızı karşılamıyor. Şimdi ne yapılabilir? orası da ayrı bir şey. Özellikle son zamanlarda yem fiyatlarının dengesiz yükselişi bizim bu işi yapmamızı engelliyor. En azından yetkililerin, yem fiyatlarını sabitlenmesi istiyoruz. Yem fiyatlarının yükselip süt fiyatlarının aynı noktada olması bizleri zorluyor. Geçen yıl bir çuval yemi ortalama 300 liraya alıyorduk. Bu yıl ortalama 450 liraya alıyoruz” diye konuştu.

“SÜT KONSEYİ'NİN ÜRETİCİLERİ DÜŞÜNEREK SÜT FİYATI VERMESİ GEREKİYOR”

Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt fiyatında yeteri miktarda düzenleme yapmasını, eğer yapılmazsa hayvancılığın bitme noktasına geleceğini belirten Sever, “Şu an çiğ süt fiyatı 10 lira 30 kuruşa süt satıyorum. Çiğ süt fiyatlarının bu şartlarda ortalama 15 lira olması lazım. Geçenlerde izlediğim bir programda Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar'ın konuşmasını dinledim. 'Türkiye'de çiftçilerin yaş ortalaması 55, bu 10 yıl sonra bizim aç kalacağımızın habercisidir' diyor. Yetkililere bizimle ilgili nasıl haber veriliyor bilmiyorum ama Süt Konseyi'nin üreticileri düşünerek süt fiyatı vermesi gerekiyor. Bu bizim açımızdan iyi olur çünkü artık zorlanıyoruz. Hayatımızı hayvancılıkla idame ediyoruz ama artık zorlanıyoruz. Bakın bir oğlum var. Oğluma bu işi yaptırmak istemiyorum. Kazanmıyoruz ya da zor şartlarda kazanıyoruz. En büyük sıkıntımız da o. Benim ortalama 40-50 civarında hayvanım var. Haftalık bir kilo et alıp yemem lazım ama alamıyorum. Bu neye benziyor? Mendil satan bir çocuğun, burnunu koluna silmesine benziyor. Hayvancılık yapıyoruz ama et yiyemiyoruz. Sanırım hayvancılık yapan en son nesiller biz olacağız. Çocuğuma devretmeyi çok isterdim ama şartlarımız ağır” ifadelerini kullandı.

“BİRLİKLERDEN BİZLERİN SESİ OLMASINI İSTİYORUZ”

Süt Üreticileri Birliği, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği gibi kuruluşların sadece kendilerinden aidat aldığı ve üreticilerin haklarını savunmadığını dile getiren Ahmet Sever, “Ben, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği üyesiyim. Artık eski çalışmaları yok. Çünkü bu iş bir nevi ticaret döndü. Onların bizler adına çalışıp, bizlere destek olmaları lazım. Belli hizmetlerde belli aidat ödememiz gerekiyor. Artık sadece bunu hesap eder olduk. Birliklerden bizlerin sesi olmasını istiyoruz, beklentilerimiz bu şekilde. Çünkü bizlerin birebir yetkililerle görüşme şansı yok. Onlar ki birlik üyeleri, birlik başkanları. Başkanların bizler adına konuşup bizlere yardımcı olmasını istiyoruz” açıklamasında bulundu. (ÖZGE KAHRAMAN)