29 Mart 2024, Cuma

“Her şeyin temeli sağlıklı ve dengeli beslenme”

23 Nisan 2021, Cuma 11:30

     


Diyetisyen Rabia Yoran, “Araştırmalar bizlere, yeterli ve dengeli beslenildiğinde ufak tefek noktalara dikkat edildiğinde depresyondan tutun birçok kronik hastalığa kadar her şeyin temelinde yattığını söylüyor. Dolayısıyla vücudunuza ne kadar doğru şeyleri gönderebilirseniz o kadar sağlıklı olmuş oluyorsunuz” diye konuştu.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Diyetisyen Rabia Yoran, tvDEN ekranlarında yayınlanan Gazeteci Emin Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Baş Başa’da Sağlık Vakti programının konuğu oldu. Yoran, bilinçsiz ilaç kullanımını doğru bulmadığını belirterek, “Ne olursa olsun tabi ki bazı ilaçlara ihtiyacımız var, ama vücuda yabancı bir şey veriyor olmaktansa vücudun kendi mekanizmasını iyileştirmenin çok daha doğru olduğunu düşünüyorum” dedi.

“KÜÇÜK RAHATSIZLIKLARI PSİKOLOJİK RAHATSIZLIK OLARAK DEĞERLENDİRMEMEK LAZIM”

Küçük depresif ruh hallerinin psikolojik rahatsızlıklar olarak değerlendirilmemesi gerektiğini ifade eden Yoran, “Yaşadığımız ufak tefek depresif ruh hallerini çok büyük psikolojik rahatsızlıklarmış gibi düşünmemek lazım. Stresli bir dönemde yaşıyoruz maalesef, 21’inci yüzyılın böyle bir sıkıntısı var. Hepimiz ister istemez bir stres altındayız. Ufak bir sorun yaşadığında ‘depresyondayım, depresyona girdim’ gibi bir söylem var. Bunu çok doğru bulmuyorum. Kendi motivasyonumuzu kendimizin oluşturduğuna inanan biriyim. Araştırmalar bizlere, yeterli ve dengeli beslenildiğinde ufak tefek noktalara dikkat edildiğinde depresyondan tutun birçok kronik hastalığa kadar her şeyin temelinde yattığını söylüyor. Dolayısıyla vücudunuza ne kadar doğru şeyleri gönderebilirseniz o kadar sağlıklı olmuş oluyorsunuz. Bağırsak filorası bizim ikinci beynimiz olarak geçiyor. Bağırsak her şeyden çok fazla etkili, bizi de çok fazla noktada etkileyebiliyor. O yüzden doğru beslenemediğiniz zaman onların yapısını bozmuş oluyorsunuz. Pankreas ’tan mideye kadar, karaciğere kadar her şeyin fonksiyonuyla oynamış oluyorsunuz. Bu fonksiyon bozulduğu zaman vücudunuzdaki o belli olan düzeni de bozmuş oluyorsunuz” dedi.

“KAN TAHLİLİ YAPTIRMAK LAZIM”

Yoran, “Biz her ruhani değişimimizi sadece psikolojik nedenlere bağlıyoruz ama yine her şeyin en başında olacağı gibi kan tahlili yaptırmak lazım, belki trolik problemi yaşıyor olabilirsiniz, mineral vitamin eksiklikleri de yine aynı şekilde bu duruma itebilir. İnsülin direnci yaşıyor olabilirisiniz buda esas problemlerden biridir. Kişi kendini mutsuz hisseder, güçsüz hisseder, halsiz hisseder bu gibi durumlar temelde bazı eksikliklerin yatmasından kaynaklanıyor olabilir” diye konuştu.

“VÜCUDUN KENDİ MEKANİZMASINI İYİLEŞTİRMEK ÇOK DAHA DOĞRU”

Bilinçsiz ilaç kullanımının yanlış olduğunu söyleyen Yoran, “Günümüzde küçük bir problem yaşayan herkes direk ilaca tutunmaya çalışıyor. Son 10 yıllık süre zarfına baktığınızda kişilerde yüzde 60 oranında bir antidepresan kullanımı olduğunu görüyorsunuz. İşin daha kötü tarafı özellikle lise çağı dediğimiz özellikle ergen çağda bunun çok fazla artmış olması. O yüzden ondan ziyade bir tık altta yatan sosyal çevrenizde bir düzenleme yapabilirsiniz, beslenme alışkanlıklarınızı değiştirebilirsiniz. Bu noktada bir şeyler yapmak lazım ilaca tutunmadan önce. Ne olursa olsun tabi ki bazı ilaçlara ihtiyacımız var, ama vücuda yabancı bir şey veriyor olmaktansa vücudun kendi mekanizmasını iyileştirmenin çok daha doğru olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

“DİYETİNİZİ OMEGA 3 İLE ZENGİNLEŞTİREBİLİRSİNİZ”

Stres ve depresif durumlarında süt ve süt ürünlerine yönelmek gerektiğini vurgulayan Yoran, “Çoğu şeyi yeterli ve dengeli yapabildiğinizde otomatik olarak beyin fonksiyonlarını da yeterli miktarda çalıştırmış oluyorsunuz. Özellikle süt ve süt ürünlerini ihmal ediyoruz. Süt ve süt ürünlerini yeterli miktarda almadığınızda kalsiyum ve B grubu vitaminleri de oldukça eksik almış oluyorsunuz. Yapılan araştırmalar bize, kişinin çok ciddi anlamda bir B grubu vitamini ya da kalsiyum eksikliği olduğunda işi depresyona kadar götürebildiğini gösteriyor. Onun dışında diyetinizdeki basit şeker alımınızı biraz sınırlandırabilirsiniz. İçerisinde saf anlamda şeker eklenmiş gruplardan bahsediyorum. Bunlar vücudun stres yanıtı birazcık değiştiriyorlar. Yani aslında sizin çok daha rahat bir şekilde halledebileceğiniz bir durumu stres yönetimini değiştirdiği için çok daha yüksek düzeyde algılamanıza neden oluyor. Diyetinizi Omega 3 açısından zenginleştirebilirsiniz. Omega 3, özellikle vücuttaki serotonin üretimini arttırıyor. Serotonin de mutluluk hormonu olarak geçiyor aynı zamanda ne kadar yüksek oranda salgılanabilirse o kadar avantaj” ifadelerini kullandı. (AYHAN BOĞATARAN) 







 
Son Eklenen Haberler