Diyetisyen İremnur Kubanlı, “Doymuş yağ kısmı da olduğu için dikkatli yaklaşmak gerekiyor ama bazı çalışmalarda bizim iç metabolizmada olması gereken ve bunun doğal kaynaklarının birinin de süt olduğunu gösteriyor. Kafalar karışıyor tabi, tam yağlı mı, yarım yağlı mı içmeliyim? diye. Aslında baktığımız zaman eğer bir obezite riskiniz yoksa tam yağlı şekilde devam edebilirsiniz” dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Diyetisyen İremnur Kubanlı, tvDEN ekranlarında yayınlanan Gazeteci Emin Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Baş Başa’da Sağlık Vakti programının konuğu oldu. Süt ve süt tüketimine dair önemi bilgiler paylaşan Kubanlı, sağlık açısından geleneksel kaynatma yöntemleriyle hazırlanan sütlerin tüketilmesi gerektiğini belirtti.

“SÜT İNSAN SAĞLIĞI İÇİN EN TEMEL GIDALARDAN BİRİDİR”

Sütün insan sağlığı için en temel gıdalardan biri olduğunu belirten Kubanlı, “Süt, insanların sağlığı için en temel gıdalardan birisi aslında. İlk yerleşim yerlerinde hayvan sütlerinin kullanımı çokça yoğun olmuş ve değişik bölgelerde küçükbaş ve büyükbaş hayvanların sütleri insan sağlığı için kullanıma açık olmuş. Beslenmemizde de en baştan beri var olan bir içecek aslında. Bileşenine baktığımızda yüzde 87’si su ve yüzde 2 ve 3’ü arasında mineral var. Bu mineral ağırlıkları en başta gelen kalsiyum ve magnezyum fosforlarının yüksek oranda içermesi bizim kemik ve diş sağlığımız için gebelerde ve yaşlı bireylerde de oldukça önem arz etmektedir. Doymuş yağ kısmı da olduğu için dikkatli yaklaşmak gerekiyor ama bazı çalışmalarda bizim iç metabolizmada olması gereken ve bunun doğal kaynaklarının birinin de süt olduğunu gösteriyor. Kafalar karışıyor tabi, tam yağlı mı, yarım yağlı mı içmeliyim? diye. Aslında baktığımız zaman eğer bir obezite riskiniz yoksa tam yağlı şekilde devam edebilirsiniz. Kaynatma sonrası olan bir yığının alınması şeklinde de devam edebilirsiniz. Bir karaciğer yağlanmanız ya da obezite ile mücadele ediyorsanız ve kilo vermek istiyorsanız, yine bir damar sertliğiniz varsa kesinlikle yarım yağlı hatta mümkünse light olanlara geçmekte fayda var. Aslında bu bize gıda sanayinin sonradan sunduğu güzel bir şey. Yağın yarı yarıya indirilmesi sonra 0.3’e kadar indirilmesi sağlanmakta. O yüzden süt insan sağlığında olmalı fakat bunun yine miktarının ve kullanımın diyetisyen tarafından düzenlemesi gerekmektedir” dedi.

“UHT EN ÇOK KULLANILAN YÖNTEM”

Kubanlı, “40 derecenin altında olan bir sütü aldığınız zaman biz bunu geleneksel bir yöntemle evde kaynatma işlemi yapıyoruz. Artık gıda sanayisi diyor ki, biz buna 3 ile 6 ay gibi raf ömrü sağlamamız lazım, bunun içinde patojenliğinin yok edilmesine dayanan birçok teknik kullanılmakta. Kişinin kafası karışıyor, UHT yöntemi ile içine başka bir şey mi ekliyoruz, bir sağlık riski var mı gibi bir yaklaşım oluyor. UHT demek yüksek dozda bir ısı işleminin uygulanmış olmasıdır. Bu işlem ise, 135 santigrat derecede bir saniye gibi bir işlemin uygulanmasıdır. Pastörizasyonunda iki çeşidi var aslında, yine 72 derecede 15 dakika ya da 63 derecede 30 dakika gibi bir kaynatma işlemi gördükten sonra patojenliğin öldürülmesi esas alınır. UHT ile pastörizasyonun arasında ciddi bir fark vardır, pastörizasyon sadece patojenliğini öldürürken, UHT yönteminde patojen ve bütün risk oluşturabilecek ihtimallerin steril hale getirilmesi işlemidir. Yani UHT oda sıcaklığında saklanabilir hale getirilirken pastörizasyonda artı 4 dereceye çekmeniz gerekebilir. O yüzden bugün için en çok kullanılan yöntem ‘UHT’ yöntemidir” diye konuştu.

“SÜT TÜKETİMİNDE GELENEKSEL KAYNATMA YÖNTEMİ KULLANILMALI”

Süt tüketiminde kaynatmanın gerekli olduğunu ifade eden Kubanlı, “Çiğ sütte bir insan tüketimi olacaksa bu konuda geleneksel bir yöntem olan kaynatmayı kullanmak gerekiyor. Çiğ sütlerde en çok bulunan riskler aslında tüberküloz, dışkı ve toprak kaynaklı dediğimiz ekoli bunlar ciddi reaksiyonlar yaratan, vücutta ciddi zehirlenmelere yol açan bakterilerdir. Bunlar tedavisi uzun süren bir antibiyotik tedavisiyle geçmektedir. Yine alacağınız sütte en çok dikkat etmeniz gereken şey, hayvanda bir meme iltihabının olmamasıdır. Yine dışkı ile olan uzaklığı, sağım tekniğinin çok hijyenik olması, sağım araçlarının temizliği de çok önemlidir” ifadelerini kullandı. (AYHAN BOĞATARAN)