24 Nisan 2024, Çarşamba

Nerede o eski günler

15 Haziran 2016, Çarşamba 11:21

     


Hızla ilerleyen teknoloji el emeği ile çalışanları giderek azaltırken, 70’li yılların kıyak ustaları, dükkanlarında tek başlarına mesleklerini sürdürmeye devam ediyor. ‘Nerede o eski günler’ diyen sanatkâr ustalar, ellerinde altın bileziği bulunmayan, meslek edinmeyen gençlerinin geleceğinden endişe duyuyor.

 

Çine’nin Akdam Mahallesi’nde dünyaya geldiğini ve mahallelerinde okul olmadığı için Kabataş İlkokulu’nda eğitim gördüğünü belirten Salih Gündüz ve 12 yaşında yorgancılık mesleği ile tanışan, meslek aşkı ile her gün evi ve yorgancı dükkanı arasında yayan 5 kilometrelik yolu aşındırdığını söyleyen Adnan Güzel, 1970’li yıllarda terzilik ve yorgancılığın çok değerli ve önemli meslekler olduğunu, dükkanlarının çırak ve kalfalarla dolup taştığını anlattı.

 

"7-24 ÇALIŞIRDIK, GECELERİ DÜKKANDA MASANIN ALTINDA YATARDIM"

Çine’nin eski terzi ustalarından Salih Gündüz, geçmiş günleri şöyle anlattı:

“Akdam Mahallesi’nde oturuyorduk. Mahallede okul yoktu. Kabataş İlkokulunu bitirdim. Arkadaşım İsmail ilçe merkezinde terzi ustası Hakkı Kalaycıoğlu’nun yanında işe başlama kararı almış. Ben Eylül’e kadar bekledim. Babam senin kafan çalışıyor ‘seni okutacağım’ dedi. Ben illa İsmail gibi terzi olmak istiyordum. Eniştem köye geldi, onunla birlikte evden kaçtım. Bir ay eniştemin koyunlarına baktım. İş buluyordu bana ben beğenmiyordum. Sonra bana İsmail’in yanında iş bulduğunu söyledi. Sanki cennete gidip gelmiş kadar sevinmiştim. Terzilik hayatım böyle başladı. O zamanlar saygı vardı, çıraklar ustalarının, ustalar çıraklarının değerini bilir, esnaflar birbirlerine yanlış yapmazdı. Şimdi nerde o günler. 20 yaşında askere gittim. Askerden sonra kendime terzi dükkanı açtım. Dükkanda 7 çırak ben ve iki parça diken kalfa 10 kişi çalışıyorduk. Bazen bir iş geliyordu. 80 takım elbise. 7-24 çalışıyorduk. Gece bir gurup, gündüz bir gurup çalışıyorduk. Ben geceleri dükkanda masanın altında uyuyordum. İşlerimiz çok güzeldi. Dükkanın ortasındaki demir, duvarlar dolu dolu olurdu. Şimdi o işler kalmadı. Hazır giyimler çıktı. Bizim meslek söküklere, tamirlere kaldı. 16 sene oldu yeni dükkanıma geleli bir tane çırak yüzü görmedim. Bizden sonra bu işleri yapacak olan usta şart, illa olmalı. Çırak yetiştirmeye hazırız. Gençler meslek sahibi olsunlar ama gelen çocuk ilk önce kaç lira maaş vereceksin diye soruyor. Gençler akşam burada, sabah başka yerde çalışıyor. Bizim zamanımızda kaç lira vereceksin diyen çırağı bir başka ustada yanında çalıştırmazdı. Şimdi artık esnaf çocuğu kandırmaya kendi yanına çekmeye çalışıyor. Ortalıkta çırak yok ki.”

 

BİR SENE 5 KİLOMETRE YOLU YÜRÜYEREK AŞINDIRDI

Çine’de 1971 yılında simitçi Osman lakaplı abisi ile yorgancı dükkanı açan ve hala ilçe vatandaşına hizmet etmeye çalışan Adnan Güzel ise şunları söyledi:

‘’12 yaşında bu işe başladım. Evimiz Karpuzlu’nun Ulukonak Mahallesi’ndeydi. Çalıştığım dükkan merkezdeydi ve evimiz ile arasında 5 kilometrelik bir mesafe vardı. Evden dükkana bir yıl boyunca yürüyerek gelip geldim. Bizim meslek eskiden popülerdi. 8 çırak çalışırdık. Nerede o esik günler. Sanatkar meslekler bitti bitiyor. Döşemecilik, terzilik, ayakkabıcılık bitiyor. Semercilik zaten bitti. Bazen şuraya internet kafeye oyun oynamaya gelip de kapı önünde büyüklerinden gizli gizli sigara içen çocuklara sesleniyorum, gelin şuraya makine öğrenin diyorum ‘amca ne makinesi oyun oynuyoruz’ diyorlar. Her okuyan işe girebiliyor mu, hayır. Okullarını bitiriyorlar. İşe de giremiyorlar sonra avare avare sokaklarda geziyorlar. Sanat öğrenmek istemiyorlar. Bu meslekleri kim yapacak. Gençler bu durumlarından memnun görünüyorlar, sonra iş yok diye yakınıyorlar. İleride çok pişman olacaklar ama iş işten geçecek. İzlenen politikanın da yanlış olduğu görüşündeyim. Nasıl düzelir bilmiyorum ama politikacıların bu işe acilen çözüm bulması gerekiyor. Memlekette kalifiye eleman da kalmadı.’’ (OSMAN YURTTAŞ)







 
Son Eklenen Haberler